Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

uygulanan kesinti yapılmasına dair kurum işleminin TEDBİREN DURDURULMASINA; Müvekkilinin davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, Davalı kurumun 22/01/2020 tarihli, 07/02/2020 tarihli 2267196 sayılı, 1.132,40 TL tutarlı yersiz ödendiği iddia edilen bayram ikramiyesi ödemesinin iadesi, 06/02/2020 tarih 2180365 sayılı 15.163,25 TL' lik yersiz ödeme işlemlerinin iptaline, Davalı kurum tarafından dava açılana kadar yapılan kesinti tutarlarının, davadan sonra yapılacak kesintilerin de bedelinin tespiti ile kesinti tarihlerinden itibaren yasal faiziyle kurumdan tahsili ile taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, isteğe bağlı sigortalılığın ve SSK aylığının geçerliliğini, aylığın durdurulduğu tarih itibarıyla devamını, mahrum kalınan aylıkların ödeme tarihinden itibaren ödenmesini ve yersiz tahsil edilen 58.893,00 TL yersiz aylığın yasal faiziyle iadesini istemiştir. Mahkeme, Yurtdışı çalışmanın yurtiçi isteğe bağlı 4/a sigortalılığına engel olmayacağından bahisle, isteğe bağlı sigorta ve SSK aylığının geçerliliğine, sadece yurtiçi çalışma ve isteğe bağlı sigorta üzerinden bağlanan aylığın davacı tarafından verilen 01.12.2008 günlü dilekçe üzerine iptal edilmiş olması ayrıca ihtirazi kayıt olmaksızın iadenin yapılmış olması nedeniyle kesilen aylığın dava tarihini takip eden aybaşından bağlanmasına, aynı tarihten itibaren ödenmeyen aylıkların ödenmesine ve yersiz alınan 58.893 TL'nin dava tarihinden yasal faiziyle iadesine hükmetmiştir....

    Bu durumda, ilgililere fazla ve yersiz yapılan ödemelerin, fazla ve yersiz ödeme yapılan ilgililerle aralarında müşterek ve müteselsil sorumluluk bulunmayan ve asıl borçlu ile ilgisi sadece aynı dosyada işlem görmekten ibaret olan üçüncü kişilerin aylıklarından tahsilini öngören ve 2.10.1998 gün ve 23481 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce İlgililere İstihkaklarından Fazla veya Yersiz Olarak Yapılan Ödemelerin Tahsili Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde ve buna bağlı olarak davacıya bağlanan yetim aylığından; babasına haksız yere ödenen dul aylığı tutarlarının mahsubuna ve bakiye alacağın da aylıklarından kesilmek suretiyle tahsiline ilişkin işlemde hukuka ve 5434 sayılı Yasanın 121. maddesi hükmüne uyarlık bulunmamıştır....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı ve birleşen dava davalısı Kurum, yersiz yapılan ödemenin faizi ile iadesine, davalı ve birleşen dava davacısı ..., kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde, Kurum tarafından yersiz ödemenin iadesi istemi ile açılan davanın kısmen kabulüne, sigortalı ... tarafından Kurum işleminin iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir....

        Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili"ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa, geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....

          Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsilini düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir.Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa, geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....

            Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmamakta olup, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile önceki mevzuatta yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır. Belirtilen nedenlerle, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir....

              Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir özel düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin iyi niyetle veya kötü niyetle gerçekleşmesine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır....

                Davalı savunmasında, kredi borcunun tamamının 29.12.2009 tarihinde ödendiğini ve davanın yersiz olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacı vekilinin 23.3.2010 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, ancak davadan önce tahsil edilen alacak için dava açmakta kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davacının tazminat ile sorumlu tutularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK.nun 67/2 maddesi hükmüne göre, kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Somut olayda icra takibi 27.08.2009 tarihinde başlatılmış ve ödeme emrine karşı borçlu borcunun olmadığından bahisle itiraz ettikten sonra 29.12.2009 tarihi itibariyle borcunu ödemiştir. Takipten sonra yapılan ödeme nedeniyle takibin konusuz kalması durumunda bu takibin haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilemez....

                  Davalı SGK vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, açılan davanın yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 6.074,47 TL'nin ödeme tarihi olan 27.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 08.06.2017 tarih 2014/23582 esas 2017/6544 Karar sayılı ilamı ile basiretli bir tacir gibi davranmamış olan davacı ... şirketini, ödediği tazminatı davalı SGK'dan isteyemeceği gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyulduktan sonra mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu