Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce dinlenen tanığın beyanı kemik yaşının tespitine ilişkin raporla uyumlu olmadığından ve Mahkememizce yaş tashihi istenen küçüğün iddia edildiği gibi 2002 doğumlu olduğuna dair kesin kanaate varılamadığından bilimsel rapor karşısında tanık beyanlarına itibar edilmemiş ve ispatlanamayan davanın reddi gerektiği," gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF BAŞVURUSUNDA GÖSTERİLEN NEDENLER: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece alınan raporun aleyhe değerlendirildiğini, oysaki lehe değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi ve yönetmelik 60.maddesi uyarınca açılan yaş tashihi istemine ilişkindir....

Bunun için mahkemece yaş düzeltilmesi talep edilmesi halinde re'sen araştırma yapılması gereklidir. Bu araştırma kapsamında, davacının ilkokula başlama tarihinin tespiti içi okul kayıtlarının getirtilmesi, davacının yaş tashihi ile ilgili bildireceği tanıkların dinlenmesi, davacının nüfusa tesciline ilişkin doğum tutanağının getirtilmesi, kayden engel bulunup bulunmadığının tespiti için aile nüfus kayıt tablosunun getirtilmesi, ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespitinin mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için raporun yeterli olmayacağı da gözetilerek, belirtilen hususlar ile ilgili araştırmalar yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir....

E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yaş düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının doğum tarihinin Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/802 Esas, 1964/797 Karar sayılı ilamı ile düzeltildiği, kararın incelenmesinde davacının aynı kişi olduğu, doğum tarihinin tanık beyanı doğrultusunda değiştirildiği, her ne kadar davacının 2. Kez yaş tashihi davası açmaya hakkı var ise de davacının daha önce doğum tarihinin düzeltilmesini talep ettiği ve yine tek tanıkla yaş tashihi istediği, önceki talebinin aksine yaşının tekrar düzeltilmesini haklı gösterecek yeterli kanıt öne süremediği, davacının yaşının tekrar düzeltilmesinde hukuki bir yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye elverişli değildir....

Somut olayda; davacının 21.09.1984 tarihinde sigortalılığının başladığı, doğum tarihinin sonradan 13.10.1987 kesinleşme tarihli yaş tashihi kararı ile 1966 olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşıldığından 506 sayılı yasanın 120/2 maddesi dikkate alındığında, yaş tashihinin yapılmış olması sonuca etkili olmayıp, ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş tashihinin, sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı ortadadır. Yapılacak iş, davacının sigorta başlangıcı olan 21.09.1984 tarihinde geçerli doğum tarihine (1966) göre talep tarihinde 48 yaşını tamamlamadığını göz önünde bulundurarak davanın reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, "Dava; yaş tashihi davasıdır. Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında yaşının düzeltilmesi talep olunan küçük Berfin'in beyanından ve davacıların beyanlarından Berfin'in 2005 doğumlu olduğu, talep konusu edildiği üzere 2002 doğumlu olmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle yaş tashihi istenilen küçüğün 2005 doğumlu olduğu hususu sabit olduğundan, davacılarca ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

    Somut olayda ise uyuşmazlık, davacının sigortalı olduktan sonra yapılan yaş tashihi dikkate alınmadığı için kurum tarafından davacıya yanlış bilgi verilmek sureti ile istifasına neden olunması ile davacının zarara uğrayıp uğramadığı hususlarında toplanmaktadır. SGK tarafından davacıya verilen 11.09.2009 ve 30.09.2009 tarihli yazılarla yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının bildirilmesi üzerine davacının çalıştığı işyerinden ayrılıp kurumdan aylık talebinde bulunmasından sonra yaş tashihinin dikkate alınmayacağının anlaşılması üzerine tahsis talebinin reddedildiği, hayatın olağan akışına göre davacının kuruma müracaat ettiği tarihte yaşlılık aylığı şartlarını yerine getirip getirmediğini bilebilecek durumda olduğu, kanunu bilmemenin mazeret sayılmayacağı, hiç kimsenin kendi kusur ve ihmaline dayanamayacağı gözetilmeden ... şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur....

      Somut olayda; mahkemece 01.12.1965 tarihli giriş bildirgesine göre, davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna ilk defa 01.12.1965 tarihinde tescil edilmiş olacağı, bu tarihte 1953 olan doğum tarihinin 11.3.1969 tarihli yaş tashihi kararı ile 15.4.1953 olarak düzeltilmesine karar verildiğinden. 506 sayılı yasanın 120/2 maddesi dikkate alındığında ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş tashihinin, sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı ortadadır. Yapılacak iş; 506 sayılı Yasanın 120/2 maddesi dikkate alınarak davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna ilk defa tescil edildiği tarihteki doğum tarihi 1953 kabul edilerek, sonradan yapılan yaş tashihi kararı dikkate alınmadan yaşlılık aylığı koşullarını değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1000 KARAR NO : 2023/514 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAZIDAĞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/09/2018 NUMARASI : 2018/140 ESAS, 2018/148 KARAR DAVA KONUSU : Yaş Tashihi KARAR : Taraflar arasında görülen davada İlk Derece Mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar (davacı küçük velileri) dava dilekçelerinde özetle; kızları Fatma İnal'ın doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak kaydı ile 2001 şeklinde tashihine karar verilmesini talep ve etmişlerdir. Davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi duruşmadaki beyanında; takdiri mahkemeye bırakmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davacı küçüğün, somut belgelerle doğum tarihinin ispatlanamadğı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydında yaş tashihi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kaydında yaş tashihi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının adresinin "...'' olduğuna dair tutanak tutulmuş olduğu, davalının raporunun ...'...

          aralığında olduğu kabul edilen mağdurenin doğum tutanağı da getirtilip, nüfus kaydında yaş tashihine engel bir hal bulunup bulunmadığı araştırılarak engel hal yoksa anılan madde uyarınca yaş tashihine karar verilip, bu husus gerekçeli kararda da gösterildikten sonra buna göre suç vasfının tayini gerekirken, İstanbul Adli Tıp Kurumu 6....

            UYAP Entegrasyonu