Davalı ise davacı Adnan ile dünür olduklarını senedin çocuklara ev alınması amacıyla alındığını, evlenmeye izin vermemesinin mümkün olmadığını iddia etmiştir. Mahkememizin evlenmeye izin dosyası celp edilmiş, tarafların bildirdiği tanıklar dinlenmiştir. Dava konusu senedin, davalı tarafından evlenmeye izin verilmesi amacıyla TBK'nın 27/1 maddesine göre ahlaka aykırı olarak alındığından bahisle hükümsüz olduğu iddia edilmişse de dinlenen tüm tanıkların; davalının senedi evlenmeye izin vermek için değil çocuklara alınacak evin teminatı olarak aldığını ifade etmeleri, soruşturma dosyasında da davalının senedin alınacak evin teminatı için alındığını beyan etmesi, davacıların iddialarını tanık beyanları ile ispat edemedikleri görülmüş, Yargıtay 19....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 132. maddesi uyarınca bekleme süresine dayalı evlenmeye izin talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter.Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır. (TMK m. 132) Dosya kapsamı incelendiğinde; nüfus kayıt örneğinde Tarsus 2.Aile Mahkemesi'nin 2021/261 Esas, 2021/1048 Karar sayılı ilamı ile boşandığı ve kararın 07/01/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmeye İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, evlenmesine izin verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı 25.05.1998 doğumlu olup karardan sonra temyiz incelemesi sırasında ergin olduğundan dava konusuz kalmıştır. Açıklanan sebeple konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
TÜRK MİLLETİ ADINA 1 15-18 yaş grubundaki küçük sanık için suçun farik mümeyyizi olup olmadığının araştırılmasında yasal zorunluluk bulunmadığı, sanık hakkında sosyal inceleme raporunun alındığı, ......
ilişkin kısmına “takdiren” ibaresinden önce gelmek üzere “5237 sayılı Yasanın 29.maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesine, yaş küçüklüğüne ilişkin kısmının “15 yıl hapis” ibaresinin “12 yıl hapis” olarak değiştirilmesine ve TCY.nın 31/3-son cümlenin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılmasına, karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükmün, tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), 05.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
TÜRK MİLLETİ ADINA Suça sürüklenen çocuk ... müdafii tarafından, kararın duruşmalı olarak temyiz istemi üzerine duruşma günü belirlenerek meşruatlı davetiye çıkartılmasına karşın, belirlenen gün ve saatte hazır bulunmadığı anlaşıldığından, duruşmasız olarak yapılan temyiz incelemesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuk ...’ın maktul ...’e karşı nitelikli kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin edilmiş, takdire ve yaş küçüklüğüne ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, suça sürüklenen çocuklar .... ve ....’ın maktul ...’e karşı nitelikli kasten öldürmeye yardım fiillerinden suç işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınarak beraatlerine hükmedilmiş, verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmediğinden, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin haksız tahrik hükümlerinin uygulanması...
/2-4. maddesi yerine aynı Kanun’un 106/2-4. maddesi ve yaş küçüklüğüne ilişkin uygulama maddesinin de TCK’nın 31/3. maddesi yerine aynı Kanun’un 31/2. maddesi şeklinde yazılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca yeni hükümler kurulurken kazanılmış hakkın gözetilmesine, 14.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
TÜRK MİLLETİ ADINA 1- Yağma suçunu işlemek için insan öldürme suçundan kurulan hükümde, yaş küçüklüğü nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 14 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören 31/3. Maddesi uyarınca yapılan uygulama sırasında, sanığın suç tarihinde 17 yaşını bitirmiş olduğu nazara alınarak, üst sınıra yaklaşılarak ceza verilmesi yerine 14 yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın yağma suçunu işlemek için insan öldürme ve yağma suçuna teşebbüs suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, eleştiri nedeni dışında yaş küçüklüğüne ilişen cezayı azaltıcı sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde eleştiri nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafinin sübuta, 62....
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık hükmünün, yaş küçüklüğüne ilişkin TCK'nın 31/2. maddesinden önce uygulanarak, aynı Kanun'un 61/5. maddesine aykırı davranılması, sonuç cezayı etkilemediğinden bozma sebebi yapılmamıştır....
05/07/2010 tarihinde yeniden işlemeye başlayacağı, bu nedenle 11 yıl 3 aylık zamanaşımı süresinin dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede, Cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık hükmünün, yaş küçüklüğüne ilişkin TCK'nın 31/3. maddesinden önce uygulanarak, aynı Kanun'un 61/5. maddesine aykırı davranılmış ise de, sonuç olarak belirlenen ceza değişmediğinden bu uygulama bozma nedeni yapılmamıştır....