Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

    Tasfiyeye konu 2727 ada 53 parsel sayılı taşınmazın 2/4 hissesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.08.2002 tarihinde, 16 LK 233 plakalı araç da eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.04.2004 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı adına kayıtlı taşınmaz ve araç nedeniyle alacak talebinde bulunduğu, davalının taşınmazın ve aracın kendisine büyükannesi tarafından verilen para ile alındığını, kişisel mal olduğunu savunduğu, mahkemece davalının bildirdiği delillerin tamamı toplanmadan ve tanıklarının hepsi dinlenmeden malların tamamı edinilmiş mal kabul edilerek alacağa hükmedildiği anlaşılmaktadır....

      Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 936 ada 568 parselde 4 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığının rejiminin geçerli olduğu 16.01.1997 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı TMK mad.179). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; tüm dosya kapsamına göre davalı ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ve alacak ... ile ... ve dahili davalı ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 5.Aile Mahkemesinden verilen 21.05.2008 gün ve 68/391 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ......

          Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK.mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.mad. 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı Yasa mad. 10, TMK.mad. 202/1). Tasfiyeye konu 219 ada 2 ve 234 ada 76 parseller eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 08.05.1998, 234 ada 77 parsel ise 13.06.2000 tarihinde davalı eş adına edinilmiş, ilk boşanma davasının açıldığı 21.08.2002 tarihinden yaklaşık 3 ay önce devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK.mad. 179)....

            Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad.222). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 15.02.1982 tarihinde evlenmiş, 05.10.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 25.01.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 S.lı TMK mad.179)....

              Dava konusu motosiklet, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiştir. 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra 1 yıl içerisinde tarafların başka mal rejimi seçtiklerine dair bir açıklama da bulunmamaktadır. 4721 sayılı TMK.nun 236/1. maddesinde, her eş veya mirasçılarının, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olacağı belirtilmektedir. O halde; dava konusu motosiklet yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığına göre, TMK.nun 232 ve 235.maddeleri dikkate alınarak davacının katılma alacağının belirlenmesi gerekirken yasal ve yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

                S.. aleyhine açılan davanın kabulüne, tarafların evlilik birliği içinde edinilmiş mal olarak davalı adına kayıtlı olan 117 ada 1 parsel üzerindeki A blok 25 nolu bağımsız bölümün katılma alacağı olarak 50.000 TL'nin boşanma tarihi olan 18.12.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 26.2.1998 tarihinde evlenmişler, 18.2.2004 tarihinde davacı tarafından açılan dava sonunda boşanmışlar ve boşanma kararı 18.12.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, 1.1.2002 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejiminin (TMK.m.218-241) geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu 25 nolu bağımsız bölüm 4.4.2003 tarihinde davalı adına edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınmıştır....

                  Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanma (TMK md. 166/1) kararı verilmesi gerekirken yetersiz ve yasal olmayan gerekçeyle davanın reddi uygun görülmemiştir. 2-Davacı kadın tarafından mal rejiminin tasfiyesi talep edilmiş olup mal rejiminin tasfiyesine yönelik bu isteğin incelenebilmesinin; eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi halinde mümkün olduğu, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesi halinde mal rejiminin buna ilişkin davanın dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği (TMK. 225/2). boşanma yönünde oluşacak hüküm kesinleşmedikçe, bu taleplerin incelenmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı hususları dikkate alınarak, davacı kadının davasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebinin tefrik edilip boşanma davasının neticelenmesinin beklenmesi ve oluşacak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir....

                    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 24.07.2005 tarihinde evlenmişler, 07.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 28.11.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 18.06.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı Kanun'un 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu