Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez....
Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin kendisi için ve müşterek çocuklar için talep ettiği nafakaya tedbir nafakası denir. TMK.nun 197.maddesine göre evlilik birliği devam etmektele beraber, ayrı yaşamakta haklı olan eşin diğer eşten talep ettiği nafaka tedbir nafakasıdır. Yerel mahkemenin, 25.06.2015 tarihinde “...350 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına...” şeklinde kısa karar vermiş olması, yargılama boyunca davayı yoksulluk nafakası olarak nitelendirmiş olması, hükmün gerekçe kısmında önce davayı yoksulluk nafakası olarak nitelendirmesi daha sonra davacı lehine yardım nafakasına hükmolunması gerektiği gerekçesiyle “...350 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yardım nafakası olarak DEVAMINA,” şeklinde çelişkili olarak hüküm kurmuş olması usul ve yasaya aykırıdır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "dava,TMK 364. maddesi gereğince yardım nafakası talebinden ibarettir.TMK nun 364 .maddesinde belirtildiği üzere herkes yardım etmediği takdirde yoksukluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Türk Medeni Kanununun düzenlemesine göre yardım edilmediği takdirde yoksukluğa düşecek olan üst soy alt soy ve kardeşler diğerinden yardım nafakası talep edebilmektedir .Yani yardım nafakası talep edilebilmesi için talep edenin yoksukluğa düşmüş olması talep edilenin de ödeme gücü bulunması gerekmektedir.Ayrıca TMK'nın 364 ve 328. Maddesi uyarınca çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimine devam etmesi halinde ana ve babanın bakım yükümlülüğünün eğitim sona erinceye kadar devam ettiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının giderleri ile davalının geliri birlikte değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile davacı lehine dava tarihinden itibaren aylık 500....
Bu durum davalı babanın eğitimi devam eden davacı çocuğuna yardım nafakası ödeme yükümlülüğünü kaldıran bir neden değildir. Diğer yandan davacının yardım nafakası talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu düşündürecek bir delil de dosyada bulunmamaktadır . (Yargıtay 3. HD'nin 29.09.2014 tarih 2014/13337 esas 2014/12677 karar sayılı ilamı) Davacıya annesinin de yapacağı maddi destek, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve davacının eğitim öğretim hayatının devam ediyor oluşu yaşı, ihtiyaçları göz önüne alındığında yardım nafakası takdirinin isabetli miktarının makul olduğu anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın temyiz dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunmuş ise de; mahkemeden adli yardım talebinde bulunduğu, adli yardım talebinin tensiben kabul edildiği, adli yardım kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 335/3 maddesi gereğince karar verildikten sonra hükmün kesinleşmesine kadar tüm giderlerden geçici muafiyet sağlayacağının anlaşılmasına göre yapılan incelemede: Davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ferilerine ilişkin dava sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının üniversite öğrencisi olduğunu, geliri olmadığını, davalı babanın desteğine ihtiyacı olduğunu ileri sürerek; aylık 750.00.- TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 150.00 TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının üniversite öğrencisi olduğunu, geliri olmadığını, davalı babanın desteğine ihtiyacı olduğunu ileri sürerek; aylık 750.00.- TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile ; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 150.00 TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yeralmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak ve diğer ebeveynin de davacının masraflara katlanma yükümlüğü kapsamında Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba kız oldukları; davacının .......