Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Baba ise, davalı ile ortak olan çocuğu Ece için aylık 350.00.- TL iştirak nafakası ödemektedir. Bu durumda, mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının ihtiyaçları, dava dışı babanın davacının giderlerini karşılaması yanında velayeti davalıda olan diğer ortak çocuk Ece için iştirak nafakası ödüyor oluşu, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, TMK. nun 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi de göz önüne alınarak davacı yararına uygun bir yardım nafakasına hükmedilmelidir. Mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşürülerek, yazılı şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı ... lehine aylık 200 TL iştirak nafakası takdiri ile dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir. Somut olayda; davacı, dilekçesinde iştirak nafakası talebinde bulunmuş ise de davacı 18 yaşını doldurmuş olup talep ettiği nafakanın niteliği ‘’yardım nafakası’’dır. Mahkemece hükümde davacı yönünden kabul edilen nafakanın iştirak olarak nitelendirilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

      İlk derece mahkemesince dava yardım nafakası davası olduğu halde karar başlığında dava nafaka artırım davası olarak, içeriğinde iştirak nafakası davası olarak nitelenmiş, nitelemede hata yapılmıştır. Dava dilekçesinin içeriğinde iştirak nafakasının yardım nafakasına dönüştürülmesi ibaresinin kullanılması davanın hukuki nitelemesi hakime ait olmakla davanın yardım nafakası davası olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. HMK 297.madde gereğince kararların gerekçeli yazılması zorunludur. İlk derece mahkemesince kararda teknik anlamda gerekçe yazılmıştır, gerekçenin yanlış olması gerekçesizlik nedeniyle kararın kaldırılmasına neden olmaz, bu haliyle davalının hukuki nitelemeye yönelik istinaf talebinin kabulüne, gerekçesizliğe yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      (YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) TMK'nın 182.maddesinde düzenlenen iştirak nafakası, boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma yükümlülüğünü, TMK.nun 364/1.maddesinde düzenlenen yardım nafakası ise yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek altsoyu, üstsoyu ve kardeşleri bulunan herkesin, bu kişilere olan yardım yükümlülüğünü ifade etmektedir. TMK. Madde 328/1. maddesi gereğince iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği kendiliğinden son bulur. ... olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder....

        İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın, Zilşan İrem, Yüşra Gülşah ve Yılmaz Yüşa için dava tarihinden geçerli olmak üzere belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının 325 TL olarak belirlenmesine, karar kesinleştikten bir yıl sonra Üfe oranında artış uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 944 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye düşürülmesini isteyerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından yalnızca iştirak nafakası miktarı bakımından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup yoksulluk nafakası yönünden verilen karar istinaf incelemesi dışında bırakılmıştır. Hal böyle olunca davalı açısından hükmün miktar itibariyle kesinlik sınırını belirlemede iştirak nafakası bakımından verilen kararın esas alınması gerekmiştir....

        C.1.maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2.fıkrasından “ iştirak nafakası” cümlesinin çıkartılarak yerine “yardım nafakası” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK.nun 438/VII. C.2.maddesi gereğince düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Somut olayda; davacılardan ... dava dilekçesinde iştirak nafakası talebinde bulunmuş ise de davacı 18 yaşını doldurmuş olup talep ettiği nafakanın niteliği ‘’yardım nafakası’’dır. Mahkemece hükümde davacılardan ... yönünden kabul edilen nafakanın iştirak olarak nitelendirilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; açılan davanın kısmen reddi kısmen kabulü ile, davacı T2 için aylık 200 TL almış olduğu yoksulluk nafakasının 200 TL artırılarak 400 TL'ye çıkartılmasına ve gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına, davacı T1 için 450 TL yardım nafakası hükmedilmesine ve gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili Fatma için yapılan artış miktarı ile Müleyka için hükmedilen yardım nafakası miktarlarının düşük olduğunu belirterek verilen kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı Fatma adına yoksulluk nafakasının artırımı ve diğer davacı Müleyka için yardım nafakasına hükmedilmesi istemiyle açılmıştır....

            Madde 328/...) kendiliğinden son bulur. .... olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/... ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; davacılar, dava tarihi itibariyle ergin olup, eğitimlerinin devam ettiğini ileri sürerek 100'er TL nafakanın 500'er TL'ye çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası talebine ilişkin olduğu açıktır. Buna göre mahkemece, dava konusu talebin niteliğinin yardım nafakası olarak değerlendirilmesi ve işin esasının buna göre çözümlenmesi yerinde ise de, hüküm kısmında takdir edilen nafakanın yardım nafakası olduğunun belirtilmemiş olması doğru değildir....

              Mahkemece ;davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Adeviye için için aylık 40.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 125.00 TL'ye yükseltilmesi ile davacının yoksulluk nafakasının artırılması yönünden talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; Dava; iştirak nafakası artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

                UYAP Entegrasyonu