Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu talebi yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Yardım nafakası talebine ilişkin olarak davalı tarafça usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmamasına rağmen 400 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı taraf hakkında başlatılan ......
Bu durumda çocuk ana ve babasına karşı yardım nafakası davası açabilir. Somut olayda, karşılık dava tarihi (01.02.2011) itibariyle ...’nın ... Otel ve Turizm Meslek Lisesi öğrencisi olduğu sabittir.Olayları izah taraflara hukuki nitelendirme hakime ait bir görevdir.Karşılık davacı ...’nın 01.02.2011 tarihli karşılık dava dilekçesindeki iştirak nafakasının artırımı yönündeki talebi TMK’nun 328/2 ve 364/1 maddesi kapsamında yardım nafakası talebini içermektedir.Mahkemece, karşılık davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktar yardım nafakasına hükmolunması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın iyi niyetten uzak ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin Niğde 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/321 esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandığını, müşterek çocuğun 18 yaşına gelene kadar bakım ve eğitim giderleri için 150,00TL iştirak nafakası ödediğini, davacının düzenli ve sürekli olarak devletten asgari ücrete yakın yardım aldığını, davacının engelliolduğu için elektrik, su, ulaşım, gıda vb. birçok hizmetten ücretsiz veya indirimli olarak yararlandığını belirterek; haksız yardım nafakası isteminin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise Niğde 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/321 esas sayılı dosyasında hükmedilen 150,00TL iştirak nafakası miktarınca yardım nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davasının kısmen kabulüne, davacı kadın için dava tarihinden itibaren başlamak mükerrer ödemeye yer vermemek üzere aylık 200-TL olarak ödenen nafakanın aylık 100-TL arttırılarak 300-TL yoksulluk nafakası olarak devamına, Müşterek çocuklardan Emin Arslan için 200-TL olarak ödenen nafakanın aylık 100- TL arttırılarak 300- TL iştirak nafakası olarak devamına, diğer çocuk....n için 300- TL olarak ödenen nafakanın aylık 100- TL arttırılarak 400-TL iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Böylece TMK'nın 328/1.maddesi uyarınca iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki; çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğinden ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülüğü TMK'nın 328/2.maddesine göre devam eder. Dolayısıyla bizzat reşit çocuk tarafından eğitiminin devam ettiği belirtilmek suretiyle açılan iş bu dava, TMK'nın 328/2. maddesi uyarınca ve 364/son maddesi kapsamında "yardım nafakası" verilmesine ilişkindir. O halde, Mahkemece yardım nafakası şeklinde niteleme yapılarak karar verilmesi gerekirken 400 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak aylık 500 TL'ye yükseltilmesi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Baba ise, davalı ile ortak olan çocuğu Ece için aylık 350.00.- TL iştirak nafakası ödemektedir. Bu durumda, mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının ihtiyaçları, dava dışı babanın davacının giderlerini karşılaması yanında velayeti davalıda olan diğer ortak çocuk Ece için iştirak nafakası ödüyor oluşu, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, TMK. nun 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi de göz önüne alınarak davacı yararına uygun bir yardım nafakasına hükmedilmelidir. Mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşürülerek, yazılı şekilde hüküm oluşturulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İlk derece mahkemesince dava yardım nafakası davası olduğu halde karar başlığında dava nafaka artırım davası olarak, içeriğinde iştirak nafakası davası olarak nitelenmiş, nitelemede hata yapılmıştır. Dava dilekçesinin içeriğinde iştirak nafakasının yardım nafakasına dönüştürülmesi ibaresinin kullanılması davanın hukuki nitelemesi hakime ait olmakla davanın yardım nafakası davası olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. HMK 297.madde gereğince kararların gerekçeli yazılması zorunludur. İlk derece mahkemesince kararda teknik anlamda gerekçe yazılmıştır, gerekçenin yanlış olması gerekçesizlik nedeniyle kararın kaldırılmasına neden olmaz, bu haliyle davalının hukuki nitelemeye yönelik istinaf talebinin kabulüne, gerekçesizliğe yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı ... lehine aylık 200 TL iştirak nafakası takdiri ile dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir. Somut olayda; davacı, dilekçesinde iştirak nafakası talebinde bulunmuş ise de davacı 18 yaşını doldurmuş olup talep ettiği nafakanın niteliği ‘’yardım nafakası’’dır. Mahkemece hükümde davacı yönünden kabul edilen nafakanın iştirak olarak nitelendirilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) TMK'nın 182.maddesinde düzenlenen iştirak nafakası, boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma yükümlülüğünü, TMK.nun 364/1.maddesinde düzenlenen yardım nafakası ise yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek altsoyu, üstsoyu ve kardeşleri bulunan herkesin, bu kişilere olan yardım yükümlülüğünü ifade etmektedir. TMK. Madde 328/1. maddesi gereğince iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği kendiliğinden son bulur. ... olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın, Zilşan İrem, Yüşra Gülşah ve Yılmaz Yüşa için dava tarihinden geçerli olmak üzere belirlenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının 325 TL olarak belirlenmesine, karar kesinleştikten bir yıl sonra Üfe oranında artış uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 944 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye düşürülmesini isteyerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından yalnızca iştirak nafakası miktarı bakımından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup yoksulluk nafakası yönünden verilen karar istinaf incelemesi dışında bırakılmıştır. Hal böyle olunca davalı açısından hükmün miktar itibariyle kesinlik sınırını belirlemede iştirak nafakası bakımından verilen kararın esas alınması gerekmiştir....