Mahkemece ; davanın kabulü ile davacı için aylık 300 TL'sı yoksulluk nafakasının, 200 TL'sı artırılarak 500 TL'sına yükseltilmesine ve dava tarihinden itibaren 500 TL'sı yoksulluk nafakasının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/16624 Esas-2016/178 Karar sayılı 18.01.2016 tarihli ilamıyla; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdirinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili cevabında ve karşı davasında, davacıya birçok taşınmazın miras yoluyla kaldığını, davacının kira gelirleri olduğunu, yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını belirterek asıl davanın reddini ve karşı davası ile yoksulluk nafakasının 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davanın reddi ve karşı davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hükmü davacı- karşı davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı- karşı davalı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir....
Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ispat edilmemiştir. ./.. -3- Boşanma kararı ile birlikte hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş ise de, bu husus yoksulluk nafakasının artırılması için yeni bir dava açılmasına engel değildir. Davacı artırım davası ile nafakanın yeniden belirlenmesi talep edebilir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
b-Mahkemece verilen 01.03.2016 tarihli ilk hükümde, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, davalı kadın yararına karar tarihinden itibaren aylık 150 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmesi üzerine hüküm; kadının ağır değil tarafların eşit kusurlu olduğu ve kadının süresinde olmayan tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı vermek gerekirken, ret kararı verilmesinin hatalı olduğu yönlerinden bozulmuş, davalı kadının karar düzeltme talebi de 29.04.2019 tarihli Dairemiz kararı ile reddedilmiştir....
kısmında ayrıntısıyla açıklandığı üzere, hükümde ‘’….350,00 TL yardım nafakasına...’’ hükmedilmesi gerekirken, sehven ‘’….yoksulluk nafakası…’’ olarak nitelendirme yapılması ve davacı kendisini vekil ile temsil ettirmemiş olmasına rağmen sehven davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının yoksulluk nafakası talebi ile menfi tespit talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma dava dosyasında bulunan "Protokol" başlıklı anlaşma ile davacının 19 adet taşınmazını ve aracını davalı kadın adına tescilini ve aylık 500 TL yoksulluk nafakasının ödenmesini kabul ettiği ve dosyanın 04.04.2008 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 04.06.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda davalı kadının ev hanımı olduğu, davacının avukat olup, emekli maaşı aldığı açıklanmıştır. Boşanma dosyasında tarafların tespit edilen ekonomik durumları ile şimdiki ekonomik durumları arasında önemli değişiklik olmadığı saptanmıştır. Davada, TMK'nun 176.maddesi gereğince davalı kadına bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; “davanın kısmen kabulüne, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL’ye artırılmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin ise reddine” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın, hükmün tamamına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. 6763 sayılı Yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesi ile; davacı için ödenen aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu ileri sürerek aylık 750.00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının aylık 500.00 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ...'nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
davacı için 1000 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda davacı kadın lehine 05.03.2003 tarihinden itibaren 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, daha sonra nafaka artırımı davası ile 05.07.2010 tarihinden itibaren 300 TL ye artırıldığı anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk nafakasının artırılması talep edilmiştir. TMK 176/4. maddesinde " Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir" hükmü getirilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda davacı kadının ev hanımı olduğu, davalının pazarcı olup, 800-900 TL geliri olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davalının gelir durumuna göre hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının (nafakanın niteliği dikkate alınarak) fazla olması nedeniyle, mahkemece; kurulan hüküm doğru görülmemiştir....