Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne ve karşılık davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı (karşı davalı) vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilerek, müşterek çocuk ... için aylık 200,00'er TL iştirak nafakası ile davacı için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu beyan ederek, davacı için ödenen yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının ise aylık 400'er TL'ye yükseltilmesine, davacı mustafa için ise 400 TL yardım nafakasının davalı (karşı davacı)dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesinin 05/02/2008 tarih ve 2007/198 esas, 2008/92 karar sayılı kararı ile davalı lehine aylık 2250 TL yardım nafakası takdir edildiğini, sonrasında davacının emekli olması, çalışmış olduğu hastaneden ayrılmış olması, nedenleri ile belirlenen nafakayı ödeyemez hale geldiğini, bunun yanında davalının yaşı, öğreniminin sona ermesi, çalışabilecek durumda olması, davalının davacı babasını arayıp sormaması nedenleri ile yardım nafakasının kaldırılmasını, bu talepleri kabul edilmediği takdirde yardım nafakasının müvekkilinin sosyal ve ekonomik durumu ile orantılı bir şekilde hakkaniyet çerçevesi içerisinde uygun bir miktara indirilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 100,00 TL olan yoksulluk nafakasının 150,00 TL'ye, müşterek çocuklar Melisa ve Furkan adına hükmedilen ayrı ayrı 75,00 TL iştirak nafakasının ayrı ayrı aylık 121,00 TL'ye çıkartılmasına, bakiye talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasının artırılmasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. İştirak nafakasının artırılmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının 400,00 TL’ye, iştirak nafakasının 300,00 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafaka miktarlarının her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalının iştirak nafakasının artırım oranına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir....
ise ekonomik durumunda artış olduğunu belirterek, aylık 200 TL olan iştirak nafakasının 800 TL artış ile aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
ettiğini, Ankara Elmadağ İlçesinde 4 adet taşınmazın da maliki olduğunu belirterek dava tarihinden itibaren davalının davacı müvekkili için aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk Arda Kayra için de 3.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine ve dava tarihinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra nafaka tutarlarına her yıl ÜFE oranlarında artırım yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Tarafların Konya 2. Aile Mahkemesinin 2009/1024 Esas- 2010/261 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 14.06.2010 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Somut olayda, dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocukların 2003 ve 2004 doğumlu oldukları davacı kadının gündelik işlerde çalıştığı aylık 1500 TL gelirinin bulunduğu, davalının ise asgari ücret düzeyinde gelirinin olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/607 Esas ve 2011/91 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası,müşterek çocuklar için 130 'ar TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye; iştirak nafakasının 250 TL'şer TL ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....
baktığı, davalı kadının düzenli bir geliri olmayışı nazara alındığında çocuk Sibel için verilen iştirak nafakası miktarının yeterli olduğu, annenin düzenli bir gelirinin olmayışı, kadının yoksul olup çocuk Mert için nafaka ödemekle sorumlu tutulamayacağı, çocuk Mert için iştirak nafakası verilmemesinin de doğru olduğu, çocuklar adına iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamının istenemeyeceği, zira çocukların reşit olduktan sonra kendi adlarına yardım nafakası talep edebilecekleri anlaşıldığından davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
baktığı, davalı kadının düzenli bir geliri olmayışı nazara alındığında çocuk Sibel için verilen iştirak nafakası miktarının yeterli olduğu, annenin düzenli bir gelirinin olmayışı, kadının yoksul olup çocuk Mert için nafaka ödemekle sorumlu tutulamayacağı, çocuk Mert için iştirak nafakası verilmemesinin de doğru olduğu, çocuklar adına iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamının istenemeyeceği, zira çocukların reşit olduktan sonra kendi adlarına yardım nafakası talep edebilecekleri anlaşıldığından davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....