İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; bu haliyle boşanmanın 13/12/2021 tarihinde, nafaka ve sair hususların 13/04/2022 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 06/12/2021 tarihinde açıldığı, mahkemece boşanma ile birlikte müşterek çocuk lehine takdir olunan iştirak nafakasının istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, iştirak nafakasının boşanmanın kesinleşme tarihi olan 13/12/2021 tarihinden itibaren geçerli olduğu, iş bu dava tarihinin ise kısa bir süre önce 06/12/2021 olduğu, kaldı ki takdir olunan iştirak nafakasının istinaf denetiminden geçerek 13/04/2022 tarihinde kesinleştiği, geçen sürenin çok kısa olması ve iştirak nafakasının iş bu dava tarihinden sonra kesinleşmesi nedeniyle nafakanın arttırım şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2015 NUMARASI : 2014/1668-2015/117 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı müşterek çocuk Şeyma'nın 18 yaşını ikmal ettiğini belirterek, iştirak nafakasının kaldırılmasını, diğer davacı Meral için ise 2005 yılında 240TL olarak artırılan yoksulluk nafakasının yıllar içinde artışla 400TL olarak ödendiğini, davalının, diğer davacı Şeyma'ya ödediği iştirak nafakası dahil her ay 720TL ödeyebilecek ekonomik gücü olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 700TL olarak artırımını istemiştir....
Müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının takdir edildiği tarihten itibaren geçen sürede enflasyon ve ekonomik nedenlerle değerinin düştüğü bir gerçektir. Yaşça büyüyen çocuğun, eğitim ve öğrenim koşullarının değişmesi nedeniyle, ihtiyaçlarının arttığı da açıktır. Buna göre, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; artırılan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Daha fazla bir miktarda nafakanın artırımına gidilmesi gerekirken; yazılı şekilde az miktarda iştirak nafakası takdiri hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2015 NUMARASI : 2015/61-2015/317 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 05.11.2014 tarihli karar ile boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuk Bartu velayetinin müvekkiline bırakıldığını, müşterek çocuğun üniversiteye hazırlandığını, boşanma sürecinde ve halen müvekkili ile birlikte yaşadığını belirterek 750 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için aylık 200 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 350 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakası artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2.maddesi gereğince; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul durumu, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....
Yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile birlikte tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki; bilimsel öğretide, evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu belirtilmektedir. (Akıntürk Turgut: Aile Hukuku 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası talebinin kesin hüküm nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,...
Mahkemece; aradan geçen sürede nafakanın günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 400.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 700 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı için mevcut yoksulluk nafakasının 550,00 TL'ye çıkarılmasına, müşterek çocuk.... için mevcut iştirak nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılmasına bu miktarda dava tarihinden itibaren her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2)TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....
Sayısı ile açılmış olan davada, dava görüldüğü esnada 10/03/2015 tarihinde 200'er TL olarak belirlenen tedbir nafakası kesinleşen dava sonucunda da (2018/18E.) 200'er TL iştirak nafakası olarak hüküm altına alındığı, davacılardan Betül AKÇALI Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi olduğu, diğer davalılardan Yusuf AKÇALI ise Hacı İsmail Dereköy Anadolu Lisesi öğrencisi olduğu, davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakası 22/04/2014 tarihli ara kararda verilen tedbir nafakasının devamı niteliğinde olduğu ve aradan çok uzun bir zaman geçtiği, 6.5 sene gibi bir sürede davacıların ihtiyaçlarının arttığı, üniversite ve lise öğrenimlerine başladıklarını, 200'er lira olan iştirak nafakalarının davacıların ihtiyaçlarını gidermeye yeterli olmadığını, bu sebeplerle davacılar lehine hükmedilen iştirak nafakasının yükseltilmesi istemiştir....