Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez....

    Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kabul edilen nafaka miktarı yönünden; davacı kurum tarafından ise katılma yoluyla reddedilen nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkeğin kabul edilen yardım nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde, 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2020 yılı için 3.920 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 gün ve 2005/3-169 esas 235 karar sayılı ilamı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

      Davada, davacı Burcu için 100,00 TL olan yardım nafakasının 150,00 TL artırılarak 250,00TL'ye, davacı Buket için 140,00 TL olan yardım nafakasının 110,00 TL artırılarak 250,00TL'ye, davacı Birgül için 155,00 TL olan yoksulluk nafakasının 95,00 TL artırılarak 250,00TL'ye, davacı Batuhan için ise aylık 250,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiş olup, ayrı ayrı artırılan yıllık nafaka miktarları ile davacı Batuhan için hükmedilen yardım nafakası miktarı 5.390,00TL'yi geçmemektedir. Hüküm, ayrı ayrı artırılan yıllık nafaka ve davacı Batuhan için hükmedilen yıllık yardım nafakası miktarı itibariyle her bir nafaka yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....

      TMK.nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....

        Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını toplum ve kişilerin vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, yasa maddesinde sayılı kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Ne varki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; davalıya yardım nafakası bağlanmasına ilişkin olan ilk davada tarafların sulh oldukları; babanın kızına 250 TL yardım nafakası ödemesi konusunda anlaşmış oldukları görülmektedir....

          Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.O halde mahkemece, müşterek çocuk ...'...

            Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü ./.. -2- borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını toplum ve kişilerin vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, yasa maddesinde sayılı kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Ne varki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın, nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

              Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

              Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 364-366 maddelerine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önüne tutularak açılır. TMK'nun 365/3. maddesinde nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği; TMK'nun 366. maddesinde ise korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, küçük için nafaka takdir edilirken, anne ve babanın sosyal ve ekonomik durumları ile küçüğün yaşı ve ihtiyaçları gözetilmeli; nafaka yükümlüsü davalının ödeme gücü ve geliri ile orantılı ve hakkaniyete uygun olacak şekilde bir nafakaya karar verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu