Buna göre, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; artırılan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Daha fazla bir miktarda nafakanın artırımına gidilmesi gerekirken; yazılı şekilde az miktarda iştirak nafakası takdiri hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; davacı çocuk Didem, dava tarihi itibariyle ergin olup, kendi adına dava açtığına ve eğitimi devam ettiğine göre; istem, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası niteliğindedir. Hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek önceki nafakayı artırmak sureti ile hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır. Bundan ayrı olarak, mahiyeti itibariyle, davacı Didem için istenilen nafaka yardım nafakası; davacı Meltem için ise, yoksulluk nafakası olup; mahkemece, kararda nafakaların nitelikleri belirtilmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının Çankaya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünde 1. sınıf öğrencisi olduğu, davalının Sağlık Bakanlığında memur olarak çalıştığı, aylık 4.000 TL gelirinin olduğu, diğer müşterek çocuk içinde 350 TL iştirak nafakası ödediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren başlayarak mükerrer ödemeye yer vermemek üzere davacı T1 için aylık 500 TL tedbir nafakasının karar tarihine kadar devamına, karar tarihinden itibaren 750 TL yardım nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili adli yardım talepli istinaf dilekçesinde hükmedilen yardım nafakasının yetersiz olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; yardım nafakası ( TMK'nın 364 vd maddeleri) isteğine ilişkindir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile her bir davalının dava tarihinden itibaren davacıya 1.000'er TL yardım nafakası ödemesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ;yardım nafakası istemine ilişkindir. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". Aynı maddenin 3.fıkrasına göre de, "Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır." TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır" hükmüne yer verilmiştir. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2020/117 ESAS - 2022/183 KARAR DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda, Nazilli 1.Aile Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen davanın kısmen kabulü kararına karşı, davacı ve davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ ; Davacı vekili 03/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıların, davacının oğulları olduğunu,davacının çocukları ve eşinin kendisine yıllardır uyguladığı maddi ve manevi şiddete artık tahammül edemediğini, yıllarca çalışıp kurduğu işin davalılar tarafından elinden alındığını , aile ortamından adeta dışladıklarını , davacının 1 yılı aşkın süredir maddi olarak sıkıntılar yaşadığı göz önüne alınarak, dava süresince aylık 3.000,00- TL tedbir nafakası ile dava tarihinden geçerli aylık 3.000,00- TL yardım...
Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 24/12/2019 tarihinde kesinleşen nafaka ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 15/06/2022 tarihinde açıldığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişime göre uygun bir artırım yapılması gerekirken, yapılan artış oranı düşüktür....
HÜKÜM : Yukarıda gösterilen sebeplerle, 1- )Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- )Adli yardım sebebiyle başlangıçta alınamayan ancak HMK 339/ilk md/cümlesi gereğince alınması gerekli 220,70 TL.istinaf başvuru harcı ile 80,70 TL.istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,hazineye gelir kaydına, 3- )Adli yardım sebebiyle resmi giderlerden yapılan 78,60 TL.istinaf PTT giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4- )Kararın bilgi mahiyetinde mahalinde mahkemesince taraflara tebliğine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nun 362/1- a maddesi gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
nun 364/1.maddesinde; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'nun 365/2 maddesinde ise; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemelerine yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....