kabul edilmiş, anılan miktar yardım nafakası olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/06/2021 NUMARASI : 2020/491 ESAS 2021/341 KARAR DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası-Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Dosyadaki belgelerden, çocuğun yardım nafakasına ihtiyacı olduğu ,davalının ödeme gücünün bulunduğu, çocuk adına taşınmaz alınmasının babanın yardım nafakası yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı açıktır . Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun şekilde, davacı lehine uygun bir yardım nafakası takdiri gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi uygun görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/01/2015 NUMARASI : 2014/602-2015/71 Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının öğrenci olduğunu, eğitim giderleri bulunduğunu belirterek 1.000TL yardım nafakası talep etmiştir. Davalı, aylık 300 TL nafaka ödemeyi kabul ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece aylık 400TL yardım nafakası takdir edilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.”...
E....velayetinin davacı anneye verildiği, davacının düzenli bir işinin bulunmadığı, ev temizliklerine gittiği, Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü'den aylık 550 TL yardım aldığı, davalının bir otelde restaurant kaptanı olarak çalıştığı, ancak dava tarihinden sonra işten ayrıldığı, çalıştığı süre içerisinde 1.450 TL aylık gelirinin olduğu, 2006 model ford fiesta aracının olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları, eğitim durumları, ihtiyaçları, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarlarının az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş , bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir....
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; sunduğu bordrodan da anlaşılacağı üzere 4.253 TL ücret karşılığında çalıştığını, iştirak nafakası dışında 943 TL konut, 282 TL ihtiyaç kredisi ödediğini, maddi zorluklar çektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile müşterek çocuk Sümeyye Kuloğlu için belirlenen aylık 250 TL iştirak nafakası, aylık 250 TL artırılarak dava tarihinden itibaren 500 TL olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı adli yardım talepli istinaf dilekçesi ile; eksik inceleme ve nafakanın yetersizliği bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalının babası olduğunu, giderlerinin annesi tarafından karşılandığını, üniversite öğrencisi olduğunu, babasının hiç bir şekilde yardımda bulunmadığını belirterek aylık 1.200,00 TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; boşandığı eşinden olan diğer çocuklarına da nafaka ödediğini, yeniden evlendiğini, bu evliliğinden de bir çocuğunun olduğunu, istenilen nafakayı ödeme imkanının olmadığını belirterek davacıya aylık 450,00 TL yardım nafakası ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....