nafakası (TMK md. 169) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'...
(TMK m. 175) Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davalı-davacı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatlamış olup hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasında (TMK m. 197) "kadının kendisi için tedbir nafakası davasının reddine" karar verilmesi de doğru değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı lehine aylık 800 TL tedbir nafakasına hükmolunmasına, dava tarihinden itibaren tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı erkek, İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini, davacı ile birlikte yaşamaları nedeni ile nafakaya hükmedilemeyeceğini belirterek hatalı kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, TMK 197 maddesi uyarınca açılmış bağımsız önlem nafakası davasıdır. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir nedene dayanıyorsa hakim eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyalarından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2019/699 ESAS 2021/363 KARAR DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası - Boşanma, Ziynet Alacağı KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; TMK 197.maddesi kapsamında kendisi ve müşterek çocuklar yararına tedbir nafakası talebinde bulunmuştur. Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiş, yetki itirazında bulunmuştur. Davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; TMK 166/1.maddesi kapsamında boşanma ve fer'i talepler ile ayrıca ziynet alacağı talebinde bulunmuştur....
Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine, birleşen dava ise; ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası (TMK md. 197) istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK m. 114/1- d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (HMK m. 115/1) Yapılan incelemede; davalı/davacı kadının psikolojik rahatsızlığının olduğu, bu nedenle tedavi gördüğü ve ilaç kullandığı iddia edilmiş, ancak mahkemece taraf ve dava ehliyeti yönünden bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından, takdir edilen nafakanın çok yüksek olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı, tedbir nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler birliğin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadır (TMK.madde 186/son). Buna göre birliğin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda; davalının evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle, davacının davalıdan ayrı müşterek çocuğu ile birlikte yaşadığı ve ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacının eczanede aylık 700,00 TL ile çalıştığı, davalının su tesisatçısı olduğu ve aylık gelirinin 1.400,00 TL olduğu tespit edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, birleşen nafaka davasında hükmedilmeyen vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının birleşen tedbir nafakası (TMK m. 197) davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir (HMK m. 26)....
Mahkemece; davacının TMK 197. maddesine göre kendisi için talep ettiği nafaka talebinin reddine,reşit olmayan ve anne yanında kalan müşterek çocuk 21/03/2000 doğumlu Reyyan için 250 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline, davacı Rabia ve Rümeysa 500'er TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; eş ve müşterek çocuk Reyyan için tedbir nafakası,davacı Rabia ve Rümeysa için yardım nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı eş yönünden talebin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı vekilinin çocuk Reyyan için takdir edilen tedbir nafakasına yönelik itirazına gelince; Anne baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....
Diğer bir deyişle; birlikte yaşamaya ortak olmayan kararla ara verilmesi hâlinde, gerçekleşecek istem üzerine, hâkim tarafından yapılacak olan özel müdahalenin bir şekli de TMK.m.197 hükmüyle düzenleme konusu yapılmıştır. Eşin ayrı yaşamı için bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasında kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır. (HGK 09.07.2020 tarih 2017/2- 2208 esas 2020/575 karar sayılı ilamı) Somut olayda tarafların kadının sadakatsizliği dolayısıyla ayrı yaşamaya başladıkları, kadının ayrı yaşamada haklı olmadığı anlaşılmaktadır....