Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. 28/11/1956 tarih ve 15E-15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince "...Türk Medeni Kanununun 175 ve 364. maddesinde nafakanın şartlarının düzenlendiği, bu maddelerden TMK.175. maddesinde boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen eş, Türk Medeni Kanununun 364. maddesinde de üstsoy, altsoy ve kardeşlerden nafaka talep edilebileceğinin düzenlendiği, davacı Semanur'un davalı T2 ile resmi evlilik akdi olmaksızın birlikte yaşadığı eş olarak nafaka olarak talep ettiği, Medeni Kanunumuzun evlilik akdi olmadan birlikte yaşayan eşlerin nafaka talep etme hakkını düzenlemediği, nafaka talep edebilecek kişilerin Türk Medenin Kanununun 175 364. maddelerinde sınırlı olarak saydığı, bu nedenle davacı T1 yoksulluk ve yardım nafakası taleplerinin reddine..." karar verilmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m.326/1). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m. 323/1- ğ)....
Davalı vekili; davacı ve annesinin boşanma sırasında herhangi bir nafaka talep etmediklerini, davacının bu zamana kadar kendisini arayıp sormadığını, davacı dışında üniversiteye hazırlanan iki çocuğu daha olduğunu, kendisinin ise hediyelik eşya dükkanında sigortalı olarak çalıştığını, yardım edecek maddi gücü olmadığını belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 250 TL yardım nafakası takdirine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 250 TL nafakanın, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba kız oldukları; davacının........................
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Somut olayda, davacının dava tarihinde iştirak nafakası olarak 500 TL'sini halen davalıdan almaya devam ettiği anlaşılmaktadır....
Tarafların baba oğul oldukları davacının öğrenci olduğu geliri bulunmadığı, kendisine karşı nafaka yükümlüsü konumundaki annesinin ev hanımı olduğu geliri bulunmadığı, davalının pazarcı olup bir evi ve arabası olduğu, eşi ve 3 çocuğu ile kirada oturduğu, her ne kadar kolluk araştırmasında aylık gelirinin 3.000,00 TL olduğu belirtilmiş ise de davalının banka kayıtları, kredi kartı ekstreleri, cevap dilekçesinde belirttiği kredi ödemeleri dikkate alınarak yapılan inceleme sonucunda TMK 328 ve 364.maddeler gereğince davalı babanın yardım nafakası ödemesine karar verilmesi usul yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi nafaka miktarı da tarafların sosyal ve ekonomik durumu, yardım nafakası yükümlüsü konumundaki annenin ekonomik durumu ve hakkaniyete uygundur. Bu haliyle davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi '' dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....