İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; yardım nafakası koşullarının gerçekleştiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren yardım nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın takip eden yıllarda her yıl Ocak ayında Tüik tarafından açıklanan yıllık ÜFE oranında artırılarak ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davanın reddedilen bölümü yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler (TMK m.328/2). Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür (TMK m.364/1)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne tarafından açılan iştirak nafakasının arttırılması davası davacı ...'nun ... olmasıyla birlikte yardım nafakası olarak görülmeye devam etmiş, yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ve iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren arttırılmasına karar verilmiş, ayrıca davacı ...'nın ergin olduğu tarihten itibaren olan nafaka talebi de HMK 114/1-d maddesi ve HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddedilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir....
Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; müşterek çoçuk ..., dava tarihi itibariyle ergin olup, karşı dava ile eğitiminin devam ettiğini ileri sürerek 250 TL nafakanın 750 TL'na çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, 2 nolu bendde hüküm altına alınan nafakanın yardım nafakası olarak belirtilmemeside doğru değildir....
Dava, eğitimi devam eden ergin çocuk tarafından açılan TMK'nın 328/2. maddesinin göndermesiyle TMK 364. maddesi gereğince yardım nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. TMK 364/1.maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07/06/1998 gün, 1998/656 E.-1998/688 K.sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nev'i sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının ...Üniversitesi, Ekonometri Bölümü, 2.sınıf öğrencisi olduğunu, eğitim masrafları bulunduğunu ileri sürerek, aylık 800.00.- TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ile; davacıya devamlı para gönderdiğini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; aylık 175.00.-TL yardım nafakası takdirine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Her ne kadar Mahkemece, davacının talebi yoksulluk nafakası hukuki nitelendirilmesi yapılarak hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de; dava niteliği itibari ile yardım nafakası talebine ilişkindir. Nitekim yoksulluk nafakası TMK.nun 175.maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca eşler birbirlerinden yoksulluk nafakası talebinde bulunabilmektedirler. TMK'nın 364/1 maddesi gereğince; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. .../......
GEREKÇE: Asıl dava; yardım nafakasının tespiti ve iştirak nafakasının azaltılması; karşı dava yardım nafakası ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir....
Mahkemece, davanın kabulü ile aylık 500,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davacı annenin, davalı oğlundan yardım nafakası talep etme hakkının bulunup bulunmadığı ve mahkemece hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmadığı gibi, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir....
Yardım nafakası belirli yakınlıktaki hısımların birbirlerine yardım etmesini gerekli kılan ahlak kuralının bir hukuk kuralı durumuna getirilmesidir. Burada hısımlığın tanımlanması gerekir. “Hısımlık, gerçek kişiler arasında kan bağından ya da yasada öngörülen hukuki işlemlerden doğan ve hukuk düzenince kendisine bazı sonuçlar bağlanan yakınlık ilişkisidir.” (Zevkliler, Aydın; Kişiler Hukuku Ankara 1981, s.199) Kan (soy) hısımlığı ise; birbirinin soyundan ya da ortak bir soydan gelenler arasındaki hısımlığa denir. (TMK 17.madde). Yardım Nafakası yükümlülüğü, belli kan hısımlarına (ve bir de evlad edinenle evlatlığa) yükletilmiştir. Yardım nafakası belli kan hısımları arasındaki karşılıklı dayanışmanın bir ifadesini teşkil ettiğinden, kapsamını ahlak ile hukuk el ele vererek tayin etmiştir. “Aile, Türk toplum hayatında çok önemli bir yer işgal ettiğinden, varlığı Devlet tarafından korunmuş ve gelişmesi özel olarak teşvik edilmiştir.” (Öztan, Bilge; Aile Hukuku 4.Bas.Ankara, 2004, S.5)....