Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, arazi sahibinin yapılan inşaatın kaldırılmasını istememesi veya talep etmesine rağmen aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde arazi malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat ödemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 723. maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir. Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/493 Esas KARAR NO : 2022/529 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 08/07/2022 KARAR TARİHİ : 01/08/2022 KARARINYAZILDIĞI TARİH : 01/08/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasında dosya ele alındı; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin ve davalılarının ... Eğitim Öğretim AŞ'nin hissedarı olduklarını, alınan yönetim kurulu kararları ile ... Eğitim Öğretim AŞ'nin ... Dış Ticaret Ltd Şti nezdinde bulunan paylarının bir kısmının davalılardan ve aynı zamanda işlemler tarihinde ortaklık yönetim kurulu üyesi ... ve ...'a devredildiğini belirterek devir işlemlerinin iptali ile söz konusu payların yeniden ......

      İLGİLİ MEVZUAT: 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi; "Bu kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya Valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilerek inşaat derhal durdurulur, durdurma yapı tatil zaptının yapı üzerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mührün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının ruhsata uygunluğu inceleme sonucunda anlaşılırsa mühür belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir....

        Tüm dosya kapsamına göre, davacının dava konusu ettiği yerlerin KMK 4.maddesine göre ortak yer kapsamında kaldığı, davacının imar affından kaynaklı yapı kayıt belgesi almasının bu yerlerin davacıya ait olduğunu göstermeyeceği, dava konusu taşınmazda tadilat projesinin de yaptırılmadığı, mimarı projeye göre de dava konusu edilen yerlerin ortak kullanım alanı olduğu, yine davacı tarafından daire satış sözleşmesi başlıklı sözleşmede dava konusu edilen yerlerin davacıya ait olduğu, bu yerlerin davacının kullanımında olacağı belirtilmiş ise de; bu sözleşmenin bağlayıcılığı olmadığı, nitekim bütün kat malikleri tarafından veya site yönetimi tarafından alınmış bir karar olmadığı, bu nedenle daire satış sözleşmesine eklenen bu maddenin geçerliliği bulunmadığı, davacı tarafında ortak kullanım yerlerinin hukuka aykırı bir şekilde kullanıma açılmasından kaynaklı adına tescil ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı tazminat talep edemeyeceğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir...

        Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gun içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı ile yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması gibi hususlar anlaşılmalıdır....

        ın zararlarının karşılanmış olması nedeniyle maddi istemlerine ilişkin davasının reddine, davacıların dava konusu olayla ilgili yasal şartları oluşmadığından manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, Borçlar Kanununun 58.(TBK'nun 69.md) maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat isteminden ibarettir. BK. 58. (TBK. 69.) Maddesinde; bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı mes'ul olur denmektedir. Burada, yasa koyucu bozuk yapılan bir yapı eserinden zarar görenleri mümkün olduğu kadar basit ve dolaysız bir tazmin imkanı sağlayarak, onları korumaktadır....

          Bir bina veya yapı eserini malikinin mülga 818 s. BK’nun 58. maddesine göre sorumlu tutulabilmesi için, zararın, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden doğduğu ispatlanmalıdır. Buradaki ispat yükü zarar görene düşer. Bununla birlikte sorumluluğun son şartı; zararla yapım bozukluğu veya bakım eksikliği arasında uygun illiyet bağının bulunmasıdır. Yani zararın yapımdaki bozukluktan veya bakımdaki eksiklikten dolayı meydana gelmiş olması gerekmektedir. Kanunda, bu illiyet bağının varlığı konusunda bir karine kabul edilmemiştir. Yapım bozukluğunu veya bakım eksikliğini ispat etmesi gereken zarar görenin, bir de illiyet bağının varlığını ispat etmesi gerekir....

            Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren onbeş gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan sübjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

            Dava; yapı ve tesis malikinin kusursuz sorumluluğu kapsamında maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen karar, davalı Medaş vekilince ve fer'i müdahil vekilince istinaf edilmiştir. TBK'nın 69. maddesi, "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır." hükmünü içermektedir. Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi, bir tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan, özen sorumluluğudur. Bu nedenle, sorumluluğun doğması için yapı eseri malikinin veya yardımcılarının kusurlu olması şart değildir....

            Davaya konu olayının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan TBK’nun 69. maddesi “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk- bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

            UYAP Entegrasyonu