Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gelmesinden dolayı bağlantı noktasından kopması nedeniyle meydana geldiğini, davalının eser sözleşmesi hükümleriyle yapı müteahhiti ve malikinin sorumluluğu hükümleri kapsamında meydana getirdiği binanın yapımındaki ayıp ve kusurlardan sorumlu olduğunu beyanla, ödenen 31.561,73 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep etmiş, birleşen davada; müvekkiline konut sigorta poliçesiyle sigortalı dubleks konutun üst katındaki banyosunun spiral borusunun ek yerinden patlaması sonucu hasar meydana geldiğini, müvekkili tarafından sigortalısına 10.2.2012 tarihinde 31.561,73 TL hasar tazminatı ödendiğini, bununla ilgili yapı müteaahitine karşı açılan davanın devam ettiğini, müvekkilinin sigortalısına 6.3.2012 tarihinde 2.516,76 TL daha hasar tazminatı ödediğini beyanla, ödenen 2.516,76 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini istemiş, birleşen diğer davada; müvekkiline konut sigorta poliçesiyle sigortalı dubleks konutun üst...

    (TBK m.69; BK m.58) Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Enerji nakil hatları, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur....

      Diğer yandan özel hukuk sorumluluğu bakımından her zaman kusur (kast veya ihmal) unsurlarının bulunması zorunlu değildir. Bu gibi hallerde, zararın, hukuka aykırı bir davranıştan doğması yani objektif koşulun gerçekleşmesi yeterli olup, ayrıca subjektif koşula yani kusura ihtiyaç yoktur. Özellikle kusursuz sorumluluk hallerinde durum böyledir. Zarar, ihmalden de kaynaklanabilir ve ihmali bulunanlar da zarardan sorumlu olur. Yargılama sırasında yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Yapı Malikinin Sorumluluğu" başlıklı 69. maddesinin 2. fıkrasında da "İntifa ve oturma hakkı sahipleri de binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan malikle birlikte müteselsilen sorumludur" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; su sızıntısının, davalıların maliki ve kiracısı olduğu iş yerindeki lavabonun vanasından kaynaklandığı ve olayda hiç bir kusuru bulunmayan davacının sigortalısına ait iş yerinin zarar gördüğü sabittir....

        Görülmekte olan davada uyuşmazlık ve hüküm, yapı malikinin sorumluluğu hukuksal nedenine dayalı yargılamanın yenilenmesi talepli bağımsız yeni bir dava niteliğindedir ve 20.07.2016 tarihinden sonra karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan sebeple kanun yolu inceleme görevi Bölge Adliye Mahkemesine ait olduğundan, ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesi için mahalli mahkemesine İADESİNE 15/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asma kattaki tuvaletin sigortalı tarafından taşınmazın kiralandığı zamanda mevcut olduğunun tespiti halinde ise, kiraya veren taşınmaz maliki davalının sorumluluğunun, Borçlar Kanunu'nun yapı malikinin sorumluluğu ve kiraya verenin sorumluluğu kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Adı geçen davalının sorumluluğu yönünden, açıklanan biçimde değerlendirme yapılmamış olması da eksik inceleme mahiyetindedir....

            Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin taşınmaza el atıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyi niyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini, zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce, bu yöndeki kanun koyucunun amacıyla bağdaşmaz. "Durum ve koşulların haklı göstermesi" şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise, imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

              Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce, bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. "Durum ve koşulların haklı göstermesi" şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması gibi hususlar anlaşılmalıdır. ....

                Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup ta zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren onbeş gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan sübjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

                  Konut Yapı Ortaklığına hissedar olduğu ve bu ortaklık adına ödemeler yaptığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, yapı ortaklığında kendilerine karşı idareci ortak konumunda olan müteahit davalıların arsa maliki ile imzaladıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesini kendilerinin onayı olmadan feshetmeleri ve inşaatı yarım bırakmaları nedeniyle uğramış olduğu zararın ödetilmesini istemiştir. Ortaklık nedeniyle davacıya daire ya da tapuda arsa payı verilmediği, müeahitlerle arsa sahibi arasındaki sözleşmenin feshedildiği anlaşıldığına ve davacı da ortaklıktan ayrılma yönündeki iradesini açıkladığına göre BK 535 ve devamı maddeleri gereğince, yapı ortaklığının özel hukuki yapısı gözardı edilmeden ve davada taraf olmayan diğer ortaklar arasındaki menfaat dengelerinin korunması suretiyle davacının talep edebileceği miktarın hesaplanması gerekir....

                    Bu noktada “yapı malikinin sorumluluğuna ” ilişkin olarak, kusursuz sorumluluk/ağırlaştırılmış sebep/ağırlaştırılmış objektif sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanacağında doktrinde ve uygulamada görüş birliği bulunmaktadır. Yapı malikinin sorumluluğu, bir kusur sorumluluğu olmadığı gibi tehlike sorumluluğu da değildir. Bu sorumluluk, niteliği itibariyle bir kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 69. maddesinde; ''Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.'' hükmü düzenlemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu