WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafından süresinde teşhis konulsaydı ya da patalojik örnek alınsaydı yapılmayacak tedavi ve yol giderlerinin söz konusu olacağını, mahkemece bu hususun araştırılmadan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, yanlış teşhis ve tedavi sebebiyle kansere yakalanmış ve tedavileri geç başlanmış olması nedeniyle vefatın gerçekleştiğini, mahkemece ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat istemi yönünden de ıslah dilekçesi gereğince olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece manevi tazminata faiz işletilmemesini içtihatlara da aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istinaf etmiştir....

Sayılı, 18.03.2015 tarihli kararı) açıklanan ve re'sen gözetilecek nedenlerle; Kocaeli 2. Tüketici Mahkemesinin 2021/741 E., 2022/414 K. Sayılı, 26/05/2022 tarihli kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Yanlış teşhis ve tedavi dolayısıyla maddi ve manevi tazminat talebi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....

Davalılar davanın reddini dilemiş,Davalılar ..., ... ve ... karşı dava ile manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, davacının maluliyeti ile davalı doktorlar ve hastanenin ileri tetkikleri erken dönemde yapmaması ve eksik tedavi uygulaması arasında illiyet bağı bulunmadığı, boyun hareketlerinde kısıtlılığın kazaya bağlı travmanın sonucu olduğu, boyundaki kırığın erken dönemde tespit edilememesinden kaynaklanmadığı belirlendiğinden asıl davanın yerinde görülmediği, davacının şikayetlerinin geçmemesi ve başka tedavi kurumlarında davalıların eksik teşhis ve tedavi yaptığının belirtilmesi üzerine yasal haklarını aramasının doğal olduğu, BK.nun 49.maddesinde yer alan manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığından, karşı davanın da reddine karar verilmiştir. Davacı, yanlış tedavi uygulanması sonucu zarara Uğradığı iddiası ile eldeki tazminat davasını açmıştır. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır (BK m. 386-390)....

    Davacı, yanlış teşhis ile tedavi nedeniyle kanser hastalığının ilerlediğini, bu arada iki kez ameliyat edildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talepli bu davayı açmıştır. Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Raporunda 13.6.2003 tarihli rapora esas olan 11.6.2003 tarihinde sağ üreterden alınan biyopsinin incelenmesinde, Karsinom (kanser) düşündürecek bulgular olduğu, davalı ... tarafından patalojik tanının konulmamış olduğu, bu hekimin eksik eylemi bulunduğu, ilk biyopsi sonucu (üretelyal karsinom) tanısı koyulması halinde dahi, kişiye uygulanan cerrahi tedavi seçeneğinin değişmeyeceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi Adli Tıp Raporu kendi içinde çelişkilidir. Hem davalı doktor ... 'in yanlış tanı koyduğundan ve eksik eyleminden, hem de doğru tanı konulması halinde dahi kişiye uygulanan cerrahi tedavinin değişmeyeceğinden bahsedilmektedir....

      İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine 20/12/2005 tarihinde başvuran ve tedavi süreci başlayan davacı tarafından, hastalığına yanlış teşhis ve tedavi uygulanmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 200.000,00 TL tazminatın 20/12/2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu doğrultusunda Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince konulan teşhis ve tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu, davalı idareye atfedilebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Devlet Hastanesine kaldırıldığını, beyin kanaması geçirdiğini, 3 kez ameliyat olduğunu, bir yıldır çalışamadığını, hayati tehlikesinin devam ettiğini, tüm bu olaylara davalıların yanlış teşhislerinin ve yanlış ilaç vermelerinin neden olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 1.000.000.000 TL maddi ve 1.000.000.000 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, olayda kusurlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, Yüksek ......

          Dava, hasta ile tedavi veren kurum arasındaki vekalet sözleşmesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece öğretim görevlileri tarafından oluşturulmuş bilirkişi kurulunun, hastadaki mevcut sorunun direkt olarak geçirdiği katarakt cerrahisi ile bir ilişkisi bulunmadığı yönündeki raporuna dayanılarak dava reddedilmiştir. Davacı, davalı özel hastanede, yanlış teşhis sonucu hastaya uygun olmayan operasyon uygulandığını ve bunun sonucunda görme yetisinin büyük oranda kaybedildiğini ileri sürmektedir. Alınan raporda davacıda miyopi tanısı konulduğu bunun ise katarakt ameliyatına engel bir durum olmadığı, yüksek miyopinin seyrinde zaman içerisinde görmede düşüş yaşanabileceği, bu sorunun ise direkt olarak geçirilen katarakt cerrahisi ile bir ilişkisi olmadığı kanaati bildirilmiştir. Davacının iddiası ve dosya içerisindeki muayene belgelerinden, davacıda miyoptan başka şikayet ve sıkıntıların olduğu anlaşılmaktadır....

            Dosya kapsamından ,davacılar,davalı doktorun gerekli özeni göstermemesi, yanlış teşhis -tedavi uygulaması sonucu tedavi giderlerine neden olunduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik karar verilmiş ise de; 6098 sayılı B.K.' nun 502. (818 sayılı B.K.'nun 386.) maddesi hükmü uyarınca, diğer iş görme sözleşmeleri hakkındaki yasal düzenlemelere tabi olmayan işlerde, vekalet hükümleri geçerlidir. Bu durumda, somut olayda olduğu gibi, özel hastane ( ve onun tarafından istihdam edilen doktorlar) ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmaktadır. (Öğreti ve uygulamaya örnek olarak: Prof. Dr....

              Hastanesinde geç ve yanlış teşhis, tedavi ve operasyonlar neticesinde oluşan ameliyat sonrası fıtığına dayalı bir operasyon daha geçirdiğini, son ve önceki bir çok masrafı kendi cebinden karşıladığını, geri kalan hayatında bu yanlış operasyon ve tedaviler sonucu bundan böyle günlük hayatında belirgin kısıtlamalarla devam edeceğini, geçirdiği seri operasyonların psikolojisini olumsuz etkilediğini,serbest muhasebeci olarak çalışmakta ve aylık asgari 5.000,00 TL kazanmakta iken hastalığı ve tedavisi süresince çalışamadığıın ve bu nedenle asgari 50.000,00 TL maluliyeti sebebiyle de asgari 100.000,00 TL zarara uğradığını, tedavi masrafı olarak asgari 10.000,00 TL harcama yaptığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere çalışamadığı süre için şimdilik 5.000,00 TL, maluliyeti sebebiyle 100,00 TL, tedavi gideri olarak şimdilik 4.900,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 10.000,00 TL maddi ve bir başka türlü telafisi mümkün olmadığından 100.000,00 TL 'de manevi tazminatın dava tarihinden itibaren...

                Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 1.500,00TL geçici işgücü kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile takdiren 10.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu