"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa atılı hırsızlık ve yalan beyanda bulunmak suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev'i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 04.11.2004 ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 04.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Olay günü suç şüphesiyle yakalanan sanığın kolluk görevlilerine kendisini olay anında uydurduğunu beyan ettiği " ... " ismi ile tanıttığı, ancak karakolda henüz herhangi bir tutanak düzenlenmeden önce gerçek kimliğini bildirdiği ve tutanakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği anlaşılmakla; üzerine atılı "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı, eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. madde ve fıkrasında düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma" kabahatini oluşturduğunun gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 08.04.2015 gününde oybirliğiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükmün incelenmesinde: Adli Sicil Kaydı ve dosyaya getirtilen ilam içeriğine göre hırsızlık suçundan 28.08.1998 tarihinde infaz edilmiş, İzmit 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 570-809 sayılı hapis cezası içeren ilamıyla tekerrüre esas önceki hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 765 sayılı TCK’nın 81/2. maddesiyle uygulama yapılmaması ve aynı Yasanın 522/1. maddesindeki indirim hükmünden yararlandırılması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....
Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda, sanığın olay günü durumundan şüphelenilerek durdurulması üzerine, kolluk görevlilerince yapılan kimlik kontrolü esnasında hakkındaki yakalama kararlarının yerine getirilmesini ve işlem yapılmasını engellemek amacıyla kendisini ... ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....
Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Beraat Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından verilen beraat hükümleri katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in ... 80 Ada, 1/79 sıra ve 3 kütük no'da bulunan arsanın sahipleri oldukları, müteveffa sanık ... 'nin ...'den bu arsanın satılacağını öğrendiği ve katılanlar ile irtibata geçerek .... Noterliğinden 06/02/2006 tarih ve 2006/3397 yevmiye nolu vekaletnameyi işlemlerde kullanmak üzere aldığı, bu vekaletin genel iş takibi için verildiği, müteveffa sanık ...'in bu vekaletnamelere istinaden Bakırköy 31. Noterliğine sahte belgelerle 06/04/2006 tarih ve 2006/8701, 8702 numaralı vekaletnameleri hazırladığı, müteveffa sanık ...'...
nın nüfusa kaydı sırasında anne adını ....., baba adını da ..... olarak bildirmek suretiyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin iddia olunan olayda; sanığın eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli 2015/412 Esas ve 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soybağı konusundaki...
ya ait kimlik bilgilerini görevli memura beyan ettiği ve... olarak parmak izinin sorgulandığı, sanığın parmak izi incelemesi sonucunda ... olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından, olay tutanağının sanığın ismiyle hazırlandığı kimlik bilgileri kullanılan... adına düzenlenmiş bir adli ya da idari soruşturma belgesi veya tutanak bulunmaması nedeniyle TCK'nin 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşmayacağı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, yalan beyanda bulunma suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince, uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde öngörülen idari para cezasının...