Mahkemece davalı şirketin ikametgahının Kayseri’de olduğu, sicil adresi Niğde’de bulunsa bile ticari iş ve işlemlerini Kayseri’de yürüttüğü, davalının yetki itirazının bu nedenle yerinde olmadığı, tenfizi istenen kararının aslının sunulduğunu, kararın kesinleştiği, Almanya ile ikili anlaşma bulunduğundan teminat gösterilmesinin talep edilemeyeceği, kararın kamu düzenine aykırı olmadığı, tenfiz için gerekil koşulların bulunduğu gerekçesiyle yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 51.maddesine göre yabancı mahkeme kararının tenfizinde yetkili mahkeme kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sakini olduğu yer mahkemesi, Türkiye’de yerleşim yeri veya sakini olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul ve İzmir Mahkemelerinden biridir. Aleyhine tenfiz istenen kişi Anonim Şirkettir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken posta yoluyla davalı tarafa tebliğ edildiği, yapılan tebligatın kamu düzenine aykırı olduğu, bu durumda ortada kesinleşmiş bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemenin kabulünün aksine tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı Adalet Bakanlığı aracılığı ile diplomatik yolla tebliğ edilmiş ise de, dosya kapsamından tebliğ tarihi itibariyle ...'ın davalı holdingi temsil yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından ve Haşim Bayram'ın eşine yapılan tebligat da bu nedenle geçersiz olduğundan 1086 Sayılı HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca sonucu itibariyle doğru görülen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesinin 26/09/2018 tarih ve A41-79068/17 numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın TTK’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu, benzer nitelikteki Türkiye’de açılan davaların reddedildiği, bu durum karşısında yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemeleri tarafından verilen kararlarla çeliştiğinden kamu düzenine aykırı bulunduğu, ayrıca yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyeceği, bununla birlikte yabancı mahkeme kararında şirket hisselerinin davalıya iadesine karar verilmemesi nedeniyle mükerrer tahsilata neden olunabileceği, tüm bu durumların açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılacağı kararlaştırılmış olup, davacı tarafça dosyaya tercümesi sunulan ......
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Davaya konu tenfizi istenen ... Eyalet (Asliye Hukuk) Mahkemesi’nin kararında, kararın bir suretinin davalıya 07.06.2010 tarihinde idareten tebliğ edildiği yazılı ise de dosyaya sunulan tebliğe ilişkin belgelerden kararın Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile 17.09.2010 tarihinde davalı vekili Av. ...’na tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Bu durumda, yabancı kararda yer alan hükmün icra edilmesi ile ortaya çıkacak sonuç hukukun genel prensiplerine, toplumun genel örf adet ve ahlak telakkilerine aykırı düşmedikçe ve anayasanın temel ilkelerine aykırı bulunmadıkça yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırılığından söz edilemez. Somut davaya konu yabancı mahkeme kararının tenfizi Türk kamu düzenine aykırılık oluşturmadığından yerel mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun karar düzeltme isteminin reddine dair gerekçesine katılmıyorum....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle yabancı mahkeme kararının tenfizi sonucunda karşılıksız kalan ... İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri ... A.Ş.'ye ait dava konusu hisse senetlerinin davadan sonra davalı tarafça 11/07/2013 tarihinde davacı şirketi aynen iade olunması sebebi ile hisse senetlerinin iadesine ilişkin davanın esası hakkında karar tayinine yer olmadığına, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/513 Esas - 2011/458 Karar sayılı yabancı mahkeme kararının tenfizi kararı uyarınca davacı tarafından davalı tarafa fazla ödenen 1.101,38 Euro ödemeden talep uyarınca 1.050,00 Euro asıl alacağın sebepsiz zenginleşme tarihi 30/11/2012 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf, yabancı mahkeme kararının davalı tarafa diplomatik yolla tebliğ edildiğine ilişkin belgeleri sunmadığından yabancı mahkeme kararının kesinleşmesine ilişkin şerhin denetlenmesi imkanı tanınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....
e 13.239,59 Euro alacağın 10/01/2008 tarihinden itibaren yıllık %5 faiz ile birlikte ödenmesine, Fürh Asliye Hukuk Mahkemesi'nin icra edilebilir kararı ile de 72,42 Euro mahkeme masrafı ve 1.463,18 Euro mahkeme öncesi masrafı olmak üzere 21/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek %5 yıllık faiz ile birlikte ödenmesine hükmettiğini, mahkeme kararının 29/09/2010 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek Almanya Devleti'nde kesinleşen mahkeme kararının Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca da geçerli kılınması için her iki ilamın tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; ilamın tenfizi için kesinleşmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, yabancı mahkeme ilamında iki davalı bulunduğunu, ancak sadece müvekkili yönünden tenfiz istendiğini, ayrıca müvekkilinin yabancı mahkeme kararında belirtildiği gibi bir borcunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....