E sayılı dosyasında işbu dosya davacısının ...’da iflas etmiş olduğu, ...’daki iflasın ... de geçerli olduğu, ... iflas kararının ...’da kesinleşmiş olduğu bu sebeple ...'de iflasın geçerli olduğu, ortada kesinleşmiş bir yabancı iflas kararı olduğundan alacağa dair kesinleşmiş ... mahkeme kararının tanınmaması ve tenfiz edilmemesinin talep edildiğini, mahkemece itirazların reddine karar verildiğini ve sunulan alacağa dair yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, itirazları sonuç vermeyen işbu dosya davacısının bu kez diğer dosyada ileri sürdüğü ... iflas kararının ...'de tanınması için işbu davayı açtığını, tanınması istenen yabancı iflas kararının gerçek kişinin iflasına dair bir karar olduğunu, ... maddeye göre ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması ve Tenfizi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kendisine karşı tanıma ve tenfiz istenen davalının, hüküm veren mahkemeye o yer kanunları uyarınca usulüne uygun olarak çağrıldığının, yabancı mahkeme kararının içeriğinden anlaşılmasına göre davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Davacı, yabancı mahkeme kararında yer alan nafaka yükümlülüğüne ilişkin bölümün tenfizine karar verilmesini ve "tanınması ile tenfizi talep olunan karar gerekçesi, içeriği ve hükümleri ile Türk Medeni Kanununun velayet...
, sadece bu kararın yetkili mahkeme tarafından verilip verilmediği, kesinleşip kesinleşmediği hususlarının araştırılarak tenfize karar verilmesi gerektiği, tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının verildiği ülke açısından kendi usul kurallarına göre verildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştirildiğinin bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ......
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, MÖHUK’un 50 vd.m. uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup, davalı davaya cevap dilekçesinde savunma hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir.5718 sayılı MÖHUK’un 53.maddesi uyarınca dava konusu yabancı mahkeme kararının kesinleşme şerhli aynı zamanda apostilli şerhi içeren Polonya dilindeki aslı ve Türkçe tercümesinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.Aynı Kanunun 54.maddesinde ise tenfiz şartları belirtilmiş olup, Türkiye ile Polonya arasında yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin uluslararası anlaşma ve karşılıklılık esasının bulunması, para alacağına ilişkin bu davanın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuya ilişkin olması, kamu düzenine aykırılık teşkil edebilecek bir hususa rastlanılmamış olması karşısında yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfiz koşullarının mevcut olduğu kanaatine varılmıştır.Her ne kadar davalı vekilince savunma hakkının kısıtlandığı...
GEREKÇE: Dava; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50 ve izleyen maddelerine dayalı olarak açılmış yabancı mahkeme kararının tenfizi davasıdır. 5718 sayılı MÖHUK’un 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Anılan Yasa'nın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir....
DAVANIN KONUSU: Yabancı hakem kararının tenfizi Taraflar arasındaki tenfiz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; tenfizi istenen kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi sebebiyle kesinleşmediği, bu suretle tenfiz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Dava konusu tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tercümesinde kararın davacı vekiline 28/09/2005 tarihinde, davalılar Y. Yozgat İhtiyaç Maddeleri Pazarlama Ve Ticaret Anonim Şirketi ile D.. U..'a 10/10/2005 tarihinde tebliğ edilip kararın kesinleştiği yazılıdır. Yargılama sırasında mahkemece davacı tarafa kesin süre verilerek dava konusu yabancı mahkeme kararının tebliğine dair belgeleri ibrazı istenmiştir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup Dairemiz bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, bozma ilamında yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olmadığının kabul edilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Her ne kadar tenfizi istenen kararda, kararın davalıya 13.02.2007 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ve karara kesinleşme şerhi verilmişse de kararın ne şekilde tebliğ edildiği belirtilmemiştir....
Yabancı mahkemece verilen kararın tanınması, yabancı ilama “kesin hüküm” ve “kesin delil” vasfı kazandırır. (5718 s. MÖHUK m. 58) Tanımasına karar verilmiş bir yabancı ilamın “kesin hüküm” ve “kesin delil” etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder. (5718 s MÖHUK m. 59) Bunun sonucu olarak, yabancı mahkemece verilen bir boşanma kararının tanınması halinde, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte boşanmış olurlar. Yabancı mahkemece verilmiş olan boşanma kararın kesinleşme tarihi, boşanma tarihi olarak kabul edilir. (Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik m. 58) Dolayısıyla, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının taraflarından birinin sonradan ölmüş olması, o ilamın tanınmasına engel değildir. Çünkü tanıma halinde, yabancı ilam, verildiği ülkede kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracak, evlilik Türk hukuku bakımından da, boşanma kararının kesinleştiği tarihte sona ermiş olacaktır....
İstinaf mahkemesince, Adalet Bakanlığına yazılan müzekkere cevabı ekinde tenfizi talep edilen yabancı ilama ilişkin davada, dava dilekçesinin Adalet Bakanlığı aracılığıyla 14/12/2009 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ evrakında, yabancı mahkeme kararının Adalet Bakanlığı aracılığıyla davalı vekiline tebliğine ilişkin bir bilgi ve belge ise sunulmadığı, davalı vekilinin yabancı mahkeme kararının temyizine ilişkin sunduğu belirtilen dilekçenin tüm sayfaları sunulmadığı gibi anılan dilekçenin davalı vekili tarafından Köln Eyalet Mahkemesine sunulduğuna ilişkin bir bilgi ve belge ibraz edilmediği, temyiz dilekçesi üzerine temyiz mahkemesince verilen herhangi bir karar da ibraz edilmediği, davacının tenfizi talep olunan yabancı mahkeme ilamının Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalı/vekiline tebliğ edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmeyerek...