Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen karara ilişkin dava dilekçesinin 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usule uygun biçimde davalıya tebliğ edilmediği, davalıya savunma hakkının tanınmadığı ve adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, tenfizi istenilen karara ilişkin dava dilekçesinin davalıya Lahey Sözleşmesi'ne uygun bir biçimde tebliğ edilmeyerek davalının savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dosyaya sunulan tebliğ evraklarından ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yapmış olduğu yargılamada, dava dilekçesinin ......
Bu dosyada, eldeki davanın davacısı, tenfizi istenen yabancı mahkeme ilamında belirtildiği gibi her an geri alınabileceği ve yüksek kar payı ödeneceği taahüdü ile kendisinden 01.10.2000 tarihinde tahsil edilen 20.000 DM'nin tahsilini istemiş, mahkemece davanın sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Tenfiz davasının açıldığı tarih itibariyle Türk mahkemelerinden aynı sebebe dayanarak, aynı taraflar arasında görülen davada verilen karar kesinleşmiş olmakla iş bu karara aykırı olacak şekilde yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi Türk kamu düzenine aykırı olduğundan davanın reddi gerekirken açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi :07.07.2015 Numarası :2015/705-2015/646 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Kazakistan Mahkemesi olan A.. Şehri İlçeler Arası İhtisas Ekonomisi Mahkemesi tarafından 02-65/12 numaralı dosya hakkında verilen yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup, davalı tarafa tebliğ yapılmadan karar verildiğinden savunmalarını bildirmemiş ancak temyiz itirazında davaya bakmaya asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirtmiştir....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine Mayen Asliye Mahkemesine başvurup alacak takibi (davası) açtığını, ödeme emrinin ve mahkeme kararının davalıya tebliğ edildiğini, kararın 26.05.2014 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek Almanya Mayen Asliye Hukuk Mahkemesinin (11-0215042-0-0 N) 28642/101811 Ukto.-1 INSO sayılı ilamlarının tenfizini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra emri başlıklı belgedeki adresin müvekkiline ait olmadığını, MÖHUK’ta ancak mahkeme kararlarının tenfizinin öngörüldüğünü, davacının bir anlamda haciz kararının tenfizini talep ettiğini, belgenin mahkeme ilamı niteliği taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafça Stuttgart Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.12.1996 tarihli kararının tenfizinin talep edildiği, anılan kararın mahkeme masrafları, faizler ve ek diğer faizler hakkında hüküm ihtiva eden bir karar olduğu, bu yönüyle MÖHUK 50/1. maddesindeki tanıma uyduğu,anılan kararın kesinleştiğine ilişkin şerhi de içerdiği, davacı vekilince tenfizi istenen kararın Almanca apostil şerhli aslı ve noter onaylı Türkçe tercümesi ile anılan kararın kesinleştiğini gösteren ve Alman makamlarınca usulen onanmış yazı ve tercümesi sunularak MÖHUK 53. maddeye ilişkin gerekliliğin yerine getirildiği, Almanya ile ilamların tenfizini mümkün kılan karşılıklılık esasının bulunduğu, tenfizi istenen kararın fatura alacağına ilişkin olması itibariyle Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuya ilişkin olmadığı, içerik itibariyle de kamu düzenine aykırı bir husus ihtiva etmediği, MÖHUK 55/2 maddesinde düzenlenen ve karşı tarafa/davalıya tanınan itiraz hakkı kapsamında...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN TENFİZİ(YERİNE GETİRİLMESİ) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN TENFİZİMahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava,vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemeye davacı tarafça sunulan, tanıma ve tenfizi istenen kararın taraflarınca yapılan incelenmesinde geçerli bir mahkeme kararı olmadığı kanaati hasıl olduğunu, çünkü işbu mahkeme kararında ilk olarak davacıların kimler olduğunun belirtilmediğini, yine belirli olmayan davacıların hangi şartlar altında mirası reddettiğinin açıklanmadığının, kararda belirtilmediğinin görüldüğünü, sunulan yabancı mahkeme kararında miras reddinin murisin Türkiye’deki malvarlığını kapsayıp kapsamadığının tespiti yapılmadığını, kararı veren mahkemenin ne yönde karar verdiğinin ve verdiği bu karara hangi tartışmaları yaparak ulaştığının yani gerekçesinin yer almadığını, tanıma ve tenfizi istenen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin sunulan belgeden anlaşılamadığını, son olarak da ilgili kararın Türk Konsolosluğu onaylı ya da apostil şerhi taşımadığını, bütün bu saptamaların ışığında davacı tarafça dosyaya sunulan ve dayanak yapılarak tanıma ve tenfizi istenen belgenin...
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 30.09.2011 tarih, 2009/9693 E. 2011/11571 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tenfiz için gerekli şartları taşıdığı, mahkeme kararı aslı ile tasdik edilmiş tercümesinin dosyaya ibraz edildiği, kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... ... Asliye Mahkemesi'nin 16/09/2005 Tarih ve 8 O 244/04 sayılı dosyasında verilen karar ile yargılama masraflarına dair kararın tenfizine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup Dairemiz bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davalı vekili, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının gıyaplarında verildiğini, kararın kesinleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiği, yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarını taşıdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Bulgaristan Cumhuriyeti Sofya Bölge Mahkemesi 2.Bölümü Mahkemesi'nce verilen 17/07/2007 tarih ve 2005/2373 sayılı kararın MÖHUK'nın 38. madde hükmü gereğince tenfiz ve tanınmasına, fazla istemin reddine karar verilmiştir....