Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....

    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 18.01.2010 tarih 33 O 2154/08 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, MÖHUK'un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı...

        Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, her ne kadar davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği, bu durumda yabancı mahkeme kararının usulünce kesinleşmediği savunulmuş ise de mahkemece uyulan Dairemizin 25.05.2012 gün, 2012/750-8951 E.K. sayılı ilamında, tenfizi istenilen kararın kesinleştiğinin açıklanmış olması karşısında davacı yararına usulü müktesep hak doğmuş bulunmasına ve davalı tarafça da tenfizi istenilen gıyabi karara karşı yaptıkları itiraz, 07.01.2011 tarihinde reddedilmiş olmasına...

          Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, her ne kadar davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği, bu durumda yabancı mahkeme kararının usulünce kesinleşmediği savunulmuş ise de mahkemece uyulan Dairemizin 25.05.2012 gün, 2012/750-8951 E.K. sayılı ilamında, tenfizi istenilen kararın kesinleştiğinin açıklanmış olması karşısında davacı yararına usulü müktesep hak doğmuş bulunmasına ve davalı tarafça da tenfizi istenilen gıyabi karara karşı yaptıkları itiraz, 07.01.2011 tarihinde reddedilmiş olmasına...

            CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme huzurunda açılan davada davacı tarafça nispi harç yatırılması gerekirken maktu harç yatırıldığını, davacı tarafın teminat göstermediğini, tenfizi istenen hakem kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğunu, Hakem kurulunun adil bir yargılama yapmadığını, tenfiz talebinde bulunan davacı şirketin haklarına dayanaksız şekilde üstünlük tanındığını, bu nedenle mahkemece re'sen nazara alınacak sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlık, Alman Tahkim Kurumu'nca görülen 20 Şubat 2018 tarihli ve ......

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, --------Asliye Mahkemesi tespit kararının tenfizi talebine ilişkindir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri tenfize, 58 ile 59.maddeleri ise tanımaya ilişkindir. 5718 sayılı Kanun'un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrası uyarınca: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların ------ icra olunabilmesi yetkili ---- mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”...

                Somut olayda; mirasçılık belgesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istendiğine göre ve bu konunun da aile hukukunu ilgilendirmediği anlaşılmakla, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12/05/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648- 65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde (MK.nun 535 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra) herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.05.2015 tarih ve 2014/14974 E, 2015/8213 K sayılı kararında da aynı şekilde belirtildiği üzere "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz.”...

                  eklenmesi gereken belgelerin dava dilekçesine eklenmediğini, müvekkilinin tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının verildiği duruşmada hazır olmadığını, bir vekil ile de temsil edilmediği halde diğer ortakların imzaladığı tutanak ile sorumluluk altına sokulduğunu, kararının tenfizi talep edilen yabancı mahkeme tarafından herhangi bir yargılama yapılmadığını, müvekkilinin yokluğunda savunma hakkı ihlal edilerek karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu