Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Sözleşmesi'nin V. Maddesi; "1....

Buna göre yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin mümkün olabilmesi için tenfizi talep edilen kararın yabancı bir mahkemeden verilmiş karar olması, kararın hukuk davalarına ilişkin olması ve yabancı mahkeme kararının verildiği ülke kanunlarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi görevli ve yetkili mahkemeye verilecek bir dilekçe ile olur (MÖHUK, m. 52). Bu dilekçeye; yabancı mahkeme ilâmının ve bu ilâmın kesinleştiğine ilişkin belgenin, o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya onaylı sureti ile bu belgelerin onanmış tercümelerinin eklenmesi zorunludur (MÖHUK, m. 53)....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme Kararının Tenfizi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi mahiyetindeki yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 3. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.07.2010 (pzt.)...

      Şti. vekili, müvekkili şirket iflas ettiğinden davada taraf olmasının mümkün olmadığını, ikinci alacaklılar toplantısı yapılmayan müvekkili şirket hakkında hukuk davasında durma kararı verilmesi gerektiğinden yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün olmadığını, tenfizi istenen karar için tenfiz şartlarının oluşmadığını beyan ederek Ankara 21. İcra Müdürlüğü'nün 2017/31 esas sayılı dosyası gereği davanın iflas idaresine ihbarı ile durma kararı verilmesine, kamu düzenine aykırılıklar mevcut olan ve tenfiz şartlarının sağlanamadığı dosyada tenfiz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince "...Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti arasında mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin olarak karşılıklık ilkesinin uygulandığı, bu yöndeki dava şartının da gerçekleştiği tespit edilmiştir....

        ICC hakem kararı, taraflara tebliğ edildiğinde bağlayıcılık kazanmakla beraber ulusal hukuklar, kararın icra edilmesi için mahkeme kalemine tevdi edilmesini veya tanınması ya da tenfizi için dava açılmasını şart koşabilirler. Ancak gerek mahkeme kalemine tevdi gerekse tanıma ya da tenfiz ulusal hukukların aradığı icraya yönelik usullerdir. Bu usuller, ICC Tahkim Kurallarında, tahkim yargılamasının tamamlayıcı bir parçası olarak yer almamaktadırlar Yabancı Hakem kararlarının tanınması ve tenfizi, hem 5718 sayılı MÖHUK hem de New York Konvansiyonu ile düzenlenmiş olmakla beraber New York Konvansiyonunda yabancı hakem kararlarının tenfizi davalarında usule ilişkin hükümler bulunmamaktadır. Konvansiyonun III. maddesi, tenfiz devletinin usul hukukuna atıfta bulunmuştur. Türkiye’de yabancı hakem kararının tenfizi davasında usule ilişkin hükümler 5718 sayılı MÖHUK’da yer almaktadır....

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın usulüne uygun şekilde davalı tarafa tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözlemesi hükümlerine göre yapılmadığı, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ...Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan davada davalının kendisini vekille temsil ettirdiği ve kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmakta olup, mahkeme karar başlığında da vekilin adı yazılı bulunmaktadır. Bu durumda tenfizi istenen mahkeme kararı usulüne uygun olarak davalının ...'...

            Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın davalı tarafa tebliğ edilmediği ve bu hali ile kesinleşmiş bir ilamdan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin ...Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ... ......

              Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......

                Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......

                  "Tanıma" başlıklı 58.maddesinde: "(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır." "Kesin Hüküm ve Kesin Delil Etkisi" başlıklı 59.maddesinde: "Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder." Hükümleri yer almaktadır. Hemen belirtmelidir ki, her mahkeme kararının kesin hüküm ve icra kabiliyeti olmak üzere iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Kesin hüküm teşkil eden mahkeme kararları-istisnalar dışında- icra kabiliyeti de taşırlar. Ne var ki, hem kesin hüküm, hem de icra kabiliyetini birlikte taşımayan mahkeme kararları da bulunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu