Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı şirket vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da yabancı mahkeme ilamının usulünce tebliğ edilmediğini, tenfiz şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesi ekinde yabancı mahkeme ilamının tebliğine dair belgeler olmadığı gibi tenfizi istenen ilamda da taraflara tebliğ edildiğine dair şerh bulunmadığı, dosya kapsamında tebliğe esas ipucu niteliğindeki belgelere/bilgilere rastlanmadığı, tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Bölge Mahkemesi' nin 10/05/2016 tarihli kararının tanıma ve tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı. Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, yabancı hakem kararı ve tüm dosya ekleri hep birlikte incelenmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, MÖHUK’un 50 vd.m. uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkin olup, davalı davaya cevap dilekçesinde savunma hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir. 5718 sayılı MÖHUK’un 53.maddesi uyarınca dava konusu yabancı mahkeme kararının kesinleşme şerhli aynı zamanda apostilli şerhi içeren ... dilindeki aslı ve Türkçe tercümesinin dosyaya sunulduğu görülmüştür....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı yabancı mahkeme kararının tenfizi talepli davasının Konya 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/776 E., 2013/163 K. sayılı kararıyla yabancı mahkeme kararının usulüne uygun tebliğ edilmediği, tenfiz şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ortada kesin hüküm bulunduğunu, tenfizi istenen karar kesinleştirildikten sonra ilgili mahkemece kesinleşmiş kararın davacının Almanya'daki Avukatı Avukat Aldebert'e tebliğ edilmek suretiyle yeniden eski tarih itibariyle kesinleştirme yapıldığını, kesinleşmiş karara Avukat Aldebert'in yapacak birşeyi olmadığını belirttiğini, ilgili kararın yabancı mahkeme nezdinde 05/12/2011 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş kararın yeniden davacının vekiline tebliğ edilmesinin davalıya bu karara karşı yeni bir başvuru hakkı tanımayacağını, bu durumda davalının savunma hakkının kısıtlanmış olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir...

      Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/(18)8- 1924 Esas ve 2019/1060 Karar sayılı kararında; " ...5718 Sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51. maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olması uygun görülmüştür....

      Kararı, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....

        Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede: Dava vesayet kararına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için uyulması gerekli usulî işlemlere ilişkin olarak, 50 ilâ 53. ve 55 ilâ 57. maddeler arasında esas itibarıyla tenfiz usulünün kapsamlı olarak düzenlendiği, tanımaya ilişkin usulî işlemlerin ise tenfize ilişkin hükümlere tabi tutulduğu anlaşılmaktadır (MÖHUK m. 58/1)....

        Mahkemesinin 12 Haziran 2019 tarih ve ... dava numaralı dosyasında verilen kararın taraflarca itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, yabancı mahkeme tarafından verilen kararın Türkiye'de tenfiz edilebilmesi için gerekli şartların 5718 sayılı MÖHUK'ta düzenlendiğini, Hollanda ile Türkiye arasında ilamların tenfizi konusunda karşılık bulunmakta olup, Lahey sözleşmesine taraf olduklarını, yabancı mahkeme kararının Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda olduğunu, keza söz konusu yabancı mahkeme kararının kamu düzenine de aykırı olmadığını beyanla, davacı şirketin 1.110.706USD+ 14.224,83Euro vadesi gelmiş alacağına takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı tesis edilmesini, ... Mahkemesinin 12 Haziran 2019 tarihli kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          mahkeme kararının tanınmasını ve tenfizini talep etmiştir....

          Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine ilişkin ...’nın 329 ve 405/.... maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davaya konu ... ...Sulh Hukuk Mahkemesi’nin yapmış olduğu yargılama sonucu verdiği kararın, dosya içindeki tebliğ belgelerinden anlaşılacağı üzere davalıya ... Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile tebliğ edildiği ve süresinde yasal yollara başvurulmadan kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmaktadır....

            Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine ilişkin ...’nın 329 ve 405/.... maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davaya konu ... ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yapmış olduğu yargılama sonucu verdiği kararın, dosya içindeki tebliğ belgelerinden anlaşılacağı üzere davalının ... dışında mukim avukatına tebliğ edildiği ve süresinde yasal yollara başvurulmadan kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu