WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 53. maddesinde, mahkemeden yabancı ilamın tenfizine karar verilmesine ilişkin talep dilekçesine hangi belgelerin ekleneceği hüküm altına alınmıştır. Anılan madde uyarınca tenfiz dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve tercümesinin eklenmesi gerekmekte olup bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur....

    Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ... aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....

      Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılacağı kararlaştırılmış olup bu yolla tebliğ edilmeyen, yani bir başka deyişle adi posta yoluyla yapılan tebligat sonucu bir yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi mümkün bulunmamaktadır....

        Mahkemece,davacının terditli olarak tenfiz talep etmek suretiyle hükmün iptalini isteyemeyeceği, tenfizi istenen kararın öncelikle kesinleşmesinin gerektiği ve yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanını reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, aleyhine yabancı mahkemece verilen ve Türkiye’de tenfiz edilmek suretiyle kesinleşen kararın yine aynı yabancı mahkeme tarafından iptaline karar verildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bir davada maddi vakıaları bildirmek taraflara, hukuki tavsif ve uygulanacak yasa madderini bulup uygulamak hakime aittir. İddianın ileri sürülüş şekline göre dava bir yargılamanın iadesi davası olmayıp,kesinleşen ve tastik edilmiş Türkçe tercümesi dosyada bulunan yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkindir. Anılan mahkeme kararının kamu düzenine aykırı herhangi bir yönü de bulunmamaktadır....

          Davacı vekili verilen kararı; Danimarka Hukuk Kurallarına göre verilen boşanma ilamının tanınması ve tenfizi şartları oluştuğu halde yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. 5718 Sayılı Yasanın (MÖHUK) "Tenfiz" başlıklı 50. maddesi " (1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi için yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." aynı kanunun "Tanıma " başlıklı 58. maddesi "(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....

          Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez (Ruhi, A.C.: Türk Hukukunda Yabancı Nafaka İlamlarının Tenfizi, Ankara 2013, s. 265- 266)....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/336 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin açılıp okunması talebinin anılan mahkemece vasiyetnamenin zaten yurtdışında açılıp okunduğu, yeniden okunmasının söz konusu olamayacağı, bu durumda yabancı mahkemece vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin kararın tanınması ve tenfizi davası açılması gerektiği gerekçesiyle reddedildiğini, ancak davacının, mahkemedeki davada, yabancı mahkemenin vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin kararının tenfizini değil, doğrudan doğruya vasiyetnamenin tenfizini talep ettiğini, oysa vasiyetnamenin yabancı mahkemede açılıp okunmasına ilişkin kararın, Türk Mahkemesi'nce MÖHUK anlamında tenfizine karar verilmedikçe; anılan yabancı mahkeme kararının, Türkiye'de hiçbir hüküm ifade etmeyeceğini, bu sebeple ona dayanılarak vasiyetnamenin tanıma ve tenfizi istenemeyeceğini, MÖHUK'un 58. madde hükmü uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınması (Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılık bulunması şartı dışında)...

            Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının MÖHUK 54. maddede sayılan şartları taşıdığı, mahkeme kararı aslı ile tasdik edilmiş tercümesinin dosyaya ibraz edildiği, kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/08/2005 tarih ve 3 0 371/04 sayılı kararı ile masraflara dair ek kararın tenfizine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup Dairemiz bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir....

              Bölge Mahkemesi tarafından verilen kararın 14/05/2014 tarihinde apostil şerhi ile kesinleştiğini belirtmiş, adı geçen Mahkeme tarafından verilen 27/03/2014 tarih ve 41 Hv 32/13s-65 karar no'lu kararın tanınması ve tenfizi isteminde bulunmuştur. Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece, tanınması ve tenfizi istenen kararın yabancı mahkemece ceza davasına ilişkin verildiği, davalının manevi tazminatla birlikte 8 yıl hapis cezasına da mahkum edildiği gerekçesiyle hapis cezasını da içeren ... Bölge Mahkemesinin 27/03/2014 tarih ve 41 Hv 32/13s-65 sayılı ceza ilamının tanınması ve tenfizi isteminin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı itibariyle; dava, kişisel hakları da ihtiva eden yabancı ceza mahkemesi kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir....

                eklenmesi gereken belgelerin dava dilekçesine eklenmediğini, müvekkilinin tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının verildiği duruşmada hazır olmadığını, bir vekil ile de temsil edilmediği halde diğer ortakların imzaladığı tutanak ile sorumluluk altına sokulduğunu, kararının tenfizi talep edilen yabancı mahkeme tarafından herhangi bir yargılama yapılmadığını, müvekkilinin yokluğunda savunma hakkı ihlal edilerek karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu