Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının yerinde olduğundan bahisle davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, 5718 sayılı Yasa'nın 50 ilâ 59. maddeleri arasında düzenlenen yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi talebine ilişkindir....
Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı taraf kötü niyetli olduğundan yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürdüklerini, aslında karardan haberdar olduklarını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5718 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 54 üncü ve devamı maddeleri 3. Değerlendirme Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. V....
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olması gerekmektedir. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi'nde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Almanya anılan sözleşmeye taraftır. 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi ile kabul edilen istisnai tebligat yöntemlerinden biri de doğrudan posta yolu ile tebligattır. Bu yönteme, sadece sözleşmenin 10. maddesine çekince koymayan ülkeler açısından başvurmak mümkündür. Türkiye, 10. maddedeki tebligat yöntemini kabul etmeyeceğini bu maddeye koyduğu çekince ile belirtmiştir....
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 5718 sayılı MÖHUK’nun 50 ve 53'ncü maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’un 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır....
Mahkemece davalı şirketin ikametgahının Kayseri’de olduğu, sicil adresi Niğde’de bulunsa bile ticari iş ve işlemlerini Kayseri’de yürüttüğü, davalının yetki itirazının bu nedenle yerinde olmadığı, tenfizi istenen kararının aslının sunulduğunu, kararın kesinleştiği, Almanya ile ikili anlaşma bulunduğundan teminat gösterilmesinin talep edilemeyeceği, kararın kamu düzenine aykırı olmadığı, tenfiz için gerekil koşulların bulunduğu gerekçesiyle yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 51.maddesine göre yabancı mahkeme kararının tenfizinde yetkili mahkeme kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sakini olduğu yer mahkemesi, Türkiye’de yerleşim yeri veya sakini olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul ve İzmir Mahkemelerinden biridir. Aleyhine tenfiz istenen kişi Anonim Şirkettir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken posta yoluyla davalı tarafa tebliğ edildiği, yapılan tebligatın kamu düzenine aykırı olduğu, bu durumda ortada kesinleşmiş bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemenin kabulünün aksine tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı Adalet Bakanlığı aracılığı ile diplomatik yolla tebliğ edilmiş ise de, dosya kapsamından tebliğ tarihi itibariyle ...'ın davalı holdingi temsil yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından ve Haşim Bayram'ın eşine yapılan tebligat da bu nedenle geçersiz olduğundan 1086 Sayılı HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca sonucu itibariyle doğru görülen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; Moskova Bölge Arbitraj (Ticaret) Mahkemesinin 26/09/2018 tarih ve A41-79068/17 numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın TTK’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu, benzer nitelikteki Türkiye’de açılan davaların reddedildiği, bu durum karşısında yabancı mahkeme kararının, Türk mahkemeleri tarafından verilen kararlarla çeliştiğinden kamu düzenine aykırı bulunduğu, ayrıca yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş bir karardan da söz edilemeyeceği, bununla birlikte yabancı mahkeme kararında şirket hisselerinin davalıya iadesine karar verilmemesi nedeniyle mükerrer tahsilata neden olunabileceği, tüm bu durumların açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir. Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılacağı kararlaştırılmış olup, davacı tarafça dosyaya tercümesi sunulan ......