Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların tacir olmasına, uyuşmazlığın da ticari işten kaynaklanmasına göre davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğu, MÖHUK’un 51. maddesinde yabancı hakem kararlarının tenfizi ve tanınması davalarında asliye mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, asliye ticaret mahkemesinin de bir asliye mahkemesi olduğu, davanın genel yetkili mahkemede açıldığı, somut olaydaki talebin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunduğu, dosya kapsamına göre, buna ilişkin yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı, Türk tenfiz hakimi kural olarak revision au fond yasağı uyarınca yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça, tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5718 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi. 3. Değerlendirme Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. Davalı Katra Otomotiv Endüstri Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 24.08.2011 tarihinde ticaret sicilinden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547 nci maddesi uyarınca terkin edildiği ve bu şekilde tüzel kişiliğin sona erdiği Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 08.09.2011 tarihli sayısından anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı şirketin taraf ehliyeti bulunmadığı, yargılamanın davalının gıyabında sürdürüldüğü ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu açıktır. Mahkemece, davacıya davalı şirketin ihyası için süre verilip, şirketin ihyası sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. V....
Davalı vekili, tenfizi talep edilen mahkeme kararının yargılama sonucunda ve taraf teşkili sağlanarak verilmemesi nedeniyle tanıma veya tenfize konu olabilecek nitelikte bir ilam olmadığını belirterek tenfiz isteminin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, MÖHUK'un 50 ile 57. Maddeleri arasında yabancı mahkeme kararlarının tenfizi usulünün düzenlendiği, istem konusu kararın tenfiz koşullarını taşıdığı gerekçesi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının tenfizine karar verilmiş hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50’nci maddesine göre, “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” Bu nedenle tenfiz kararı verilebilmesi için öncelikle yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin verilen kesinleşmiş bir ilamın bulunması gerekir....
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının MÖHUK 54. maddede sayılan şartları taşıdığı, mahkeme kararı aslı ile tasdik edilmiş tercümesinin dosyaya ibraz edildiği, kararın kesinleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/08/2005 tarih ve 3 0 371/04 sayılı kararı ile masraflara dair ek kararın tenfizine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup Dairemiz bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir....
MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile verilen kesin sürede yabancı mahkeme kararının davalılara tebliğine ilişkin evrakların ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen sürede mahkemece istenilen evrakların ibrazının mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 50 nci ve 54 üncü maddeleri 3. Değerlendirme Mahkemece davacıya verilen kesin sürede yabancı mahkeme kararının davalılara tebliğine ilişkin evraklarının ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Tenfizi ve tanınması istenen yabancı mahkeme kararının, o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğinin ve onanmış tercümesinin sunulması yasal olarak zorunludur (5718 s. MÖHUK.md.53/1). Bu bakımdan davacı vekilinden tanınması ve tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının o ülke makamlarınca onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğini ve onanmış tercümesinin istenmesi, bu hususta davacı vekiline uygun süre tanınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 24.03.2015 (Salı)...
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, davalı tarafça, tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfiz edilmesi için öncelikle kararın usulünce kesinleşmiş olması gerekmektedir....
Türk Mahkemelerince tenfiz kararı verilmesini düzenleyen 5718 S.Y. 50 ve vd. maddeleri gereğince tanıma kararı verilebilmesi için ilamın Türk mahkemelerinin kesin yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, tenfizi istenen kişiye o yer kanunları uyarınca usulüne uygun olarak savunma hakkı verilmiş olması, yabancı mahkeme kararının aslının talep ekinde yerel mahkemeye sunulmuş olması ve yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınabilmesi için MÖHUK’nın 50. maddesinde aranan ön şartların yanında ayrıca MÖHUK’nın 54. maddesinde asli şartlar düzenlenmiş olup, kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmamasıdır....
Türk Mahkemelerince tenfiz kararı verilmesini düzenleyen 5718 S.Y. 50 ve vd. maddeleri gereğince tanıma kararı verilebilmesi için ilamın Türk mahkemelerinin kesin yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması, kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, tenfizi istenen kişiye o yer kanunları uyarınca usulüne uygun olarak savunma hakkı verilmiş olması, yabancı mahkeme kararının aslının talep ekinde yerel mahkemeye sunulmuş olması ve yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınabilmesi için MÖHUK’nın 50. maddesinde aranan ön şartların yanında ayrıca MÖHUK’nın 54. maddesinde asli şartlar düzenlenmiş olup, kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmamasıdır....