Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde kayden davacıya ait yere davalının haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın yapılanmak suretiyle elattığı belirlenerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının, tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacı ... İdaresinin temyizine gelince; mahkemece, mutlak yıkıma karar verilmesi gerekirken infazı takyit eder nitelikte davalıya süre tanınarak infazın sağlanması yönünden kurulan hüküm yerinde değil ise de anılan bu husus yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğinden hüküm fıkrasında;"...müdahalenin menine ve bu evin kal'ine..." cümlesinden sonra gelen "... kal için davalıya 60 gün süre verilmesine..."...

    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; yıkım isteği açısından taşınmazın tüm maliklerinin davada yer alması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup,hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında, mahkemece yıkım isteğinden vazgeçildiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yıkım isteğinden davacının feragat ettiği anlaşıldığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 445,50 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak, 1-TCK'nın 184/4. maddesinin "Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır." hükmü uyarınca mücavir alanın maddenin kapsamı dışında tutulması karşısında; dosyada düzenlenen 10/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu yapının Elazığ Belediye Mücavir alan sınırları içinde olduğu tespiti yapıldığından, söz konusu yerin belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yer kapsamında kalıp kalmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, 2- Kabule görede, Suça konu imalatın yıkım işlemlerinin ilgili belediye tarafından gerçekleştirilmiş olması karşısında, sanığın TCK’nın 184/5. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için, yıkım masraflarını karşılaması gerektiğinden, sanığın yıkım masraflarını ödeyip ödemediği araştırılmadan, eksik inceleme ve yetersiz...

        in mirasçı oldukları ve yıkım isteği bulunduğu gözetildiğinde,davanın dava dışı ...'e de yöneltilmesi ve tahsis belgesi de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden davanın açılmamış sayılmasına,ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, , 05.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

          Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 402 parsel sayılı taşınmazın 605 m²lik kısmına, davalının bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Davalı, çekişme konusu taşınmaza müdahale etmediğini, müdahalesi varsa iyiniyetli olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının, 402 parsel sayılı taşınmazın 605 m²'lik kısmına fabrika binası yapmak suretiyle müdahale ettiği gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi ve yıkım, davasının kabulüne ,ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım, Eski Hale Getirme Ve Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme taleplerinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine dair kararın davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 19.09.2018 tarihli ve 2018/6198 Esas, 2018/15960 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza yönelik elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve ecrimisil istemine ilişkindir....

              Kadastro Mahkemesi ise, meni müdahale davası yönünden davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve kal (yıkım) istemi ile ilgili olarak 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 25. maddesi uyarınca, bu tür davalara genel mahkemelerde bakılması gerektiği gerekçesiyle , görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Kadastro Mahkemesince, Kadastro Kanununun 25/son maddesine dayanılarak, kal(yıkım)istemi, el atmanın önlenmesi hakkındaki davadan tefrik edilerek, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.3402 Sayılı Kadastro Yasasının 25/son maddesi uyarınca mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren kal (yıkım) davası ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro mahkemesinin görevi dışında olup, davaya bakma görevi genel mahkemelere aittir. Bu durumda kal istemine ilişkin uyuşmazlığın, genel hükümlere göre Ilgaz Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'...

                Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/92 Esas sayılı ceza davasında müvekkili hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve müsadereye karar verildiğini, Orman Yönetiminin müvekkiline yıkım ihtarında bulunduğunu, halbuki taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunu, sınırlarda çelişki bulunduğunu, yıkım olması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağını ileri sürerek öncelikle yıkım kararının durdurulmasını, muarazanın giderilmesini, müvekkiline ait taşınmazın orman sınırları dışında olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, davacı kişiye ait taşınmazın orman sınırları içinde olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması 1977 yılında yapılmıştır....

                  nin iş yerinin elektiriğini kesip yıkım için katılana ait eşyaları depoya aktarttığı, katılanın iş yerine geldiğinde yıkım işlemi sırasında iş yerinin depo olarak kullanılan bölümünün duvarının yıkıldığı, içeride bulunan plastik doğrama makinesi, etermit, demir duvar, tezgah ve dükkanın kapı kilidinin zarar gördüğünü farkettiği, mala zarar verme suçunun işlendiği iddia olunan somut olayda; Sanık ...'in katılana işyerinin tahliyesi için noterden ihtarname göndermesi, katılanın yıkım gününe kadar iş yerini boşaltmaması üzerine sanık ...'in iş yerindeki eşyaları depoya koydurarak eşyaların hasarsız olarak teslim aldığına ilişkin katılana belge imzalattırması dikkate alındığında sanığın cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....

                    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 31/10/2017 tarih, 2017/1-290 Esas, 2017/443 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yerel mahkemenin son uygulamasının ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle verilmiş olması karşısında, direnme kararı niteliğinde olmayıp "yeni hüküm" niteliğinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 1-Bozmanın sanık aleyhine olması karşısında, sanığın savunması alınmadan hüküm kurulmak suretiyle 1412 sayılı CMUK'nın 326/2. maddesine aykırı davranılması, 2-Suça konu imalatın yıkım işlemlerinin ilgili belediye tarafından gerçekleştirilmiş olması karşısında, sanığın TCK’nın 184/5. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için, binanın yıkılması amacıyla belediyeye bir başvurusu olup olmadığı, yıkım masraflarını karşılayıp karşılamadığı ve sanığın yıkım masrafları açısından katılan ... tarafından bildirimde bulunulup bulunulmadığı araştırılmadan, eksik inceleme...

                      UYAP Entegrasyonu