Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, müvekkili ile davalıların murisi ...’nin 4 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduklarını, davacının taşınmaz üzerine 1972 yılında betonarme üç katlı bina inşaa ettiğini, aynı taşınmaz üzerinde davalıların murisi ...’in de 1985 yılında inşaata başladığını ancak bu inşaatı fenne ve tekniğe aykırı olarak ve ruhsatsız, kaçak olarak yaptığını, bu durumun daha önce açılan tespit ve tazminat davalarında bilirkişi raporları ile sabit olduğunu ve encümen kararı ile davalı inşaatının yıkımına karar verildiğini, ancak söz konusu yıkım kararına rağmen inşaatın yapımına devam edildiğini, davalıların murisinin inşaatı nedeniyle müvekkiline ait binada çatlaklar, eğilme ve kaymaların meydana geldiğini, müvekkilince açılan men'i müdahale ve kal davasının 1990 yılında kabul edildiğini ancak bu kararın gereğinin ilgililerince yerine getirilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin can ve mal emniyeti açısından evi terketmek zorunda kaldığını, ilk iki katta oturan kiracıların da can ve mal emniyeti...

    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davalı vekilinin harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat istemine ilişkindir....

      ye ait olduğu iddia edilen yapı ile ilgili olarak, dava dışı İyidere Belediye Başkanlığı tarafından yıkım kararı alındığı, belediye başkanı olan davalı ...'nin de bu yıkım kararını davacının ikamet etmediği bir adrese tebliğe göndererek karara itiraz etmesini engellediği, yani davalı belediye başkanının görevi sırasında ve görevinden dolayı davacı yanı zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. Maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; adı geçen davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir....

        Davacılar, taraflarına ait olan binanın, can ve mal emniyeti bakımından tehlike arz ettiğinden bahisle davalı ...tarafından yıkıldığını, yıkım işlemi gerçekleştirilmeden önce taraflarına tebligat yapılmadığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davacılara ait evin boş ve harabe olduğunu, bu nedenle İmar Kanunu'nun 39. maddesi uyarınca yıkım işleminin gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. İstemin ileri sürülüş biçimine göre davacılar; açıkça, davalı idarenin hizmet kusuruna dayanmışlardır. Davalı ...kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargı görevlidir. (2577 sayılı İYUY. m.2) Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir....

          Mahkemece böyle durumlarda men ve yasaklama yönünde hüküm kurulabilir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK'nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı TBK'nın 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nın 730 ve 737. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-TAZMİNAT -KARAR- Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat ile savunma yoluyla ileri sürelen temliken tescil isteklerine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 09/02/2018 tarih ve 2018/1 sayılı Kararı ile 21/02//2018 tarih ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtayın Ceza ve Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Dairemizin bakmakta olduğu taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazın caddeye bakan bölümünün önündeki kaldırıma davalı şirket tarafından konulan pano nedeniyle iş yerinin zarar gördüğünü ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat isteklerinde bulunmuştur. Davalı, iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece " yol üzerine monte edilen panonun yaya geçişine engel teşkil etmesi ve davacının ticari faaliyetini olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuş, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden paydaş oldukları dava konusu 916 ada 2 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak suretiyle elattığını, davalının kullanımının haklı ve geçerli nedene dayanmadığını ileri sürerek, müdahalenin önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında yıkım taleplerinden vazgeçmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının müdahalesinin keşfen belirlendiği, ancak dava konusu taşınmazda davalının da paydaş olduğu gerekçesiyle davacıların payı oranında müdahalenin önlenmesine, yıkım talebinden vazgeçilmesi ve davalının paydaş olması sebebi ile yıkım ve tazminat isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL, TAZMİNAT Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir....

                  Bu kararın Danıştay Ondördüncü Dairesinin 15/10/2015 tarih ve E:2014/883, K:2015/7543 sayılı kararı ile onanması ve karar düzeltme isteminin de 22/06/2016 tarih ve E:2016/61, K:2016/5116 sayılı karar ile reddedilerek kesinleşmesi üzerine, davacı tarafından, hukuka aykırı işlem nedeniyle uğranıldığı öne sürülen bina bedeli için 1.000.000,00-TL ve yıkım bedeli için 79.146,26-TL olmak üzere toplam 1.079.146,26-TL maddi zararın, bina bedeli için yıkım tarihi olan 03/08/2009 tarihinden, yıkım bedeli için de ödeme tarihi olan 15/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu