Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Az yukarıda açıklandığı üzere 4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde "mal" kavramı "ticaret konusu taşınır eşya" olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında " alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar" da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır. Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir. Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayınma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur....

Bağlı kredilerde, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından birini kullanması hâlinde, satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsilen sorumludur. Ancak, konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu; konutun teslim edilmemesi durumunda konut satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen konut teslim tarihinden, konutun teslim edilmesi durumunda konutun teslim edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır." şeklindedir. 3....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan konut niteliğindeki taşınmazın ipoteklerden ari olarak tescil istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....

    CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara İlinde uzman çavuş olarak çalıştığı dönemde davalı kooperatife üye olarak ev sahibi olmak istediğini, nitekim kooperatife üye olarak 15 Mayıs 2004 tarihinde düzenlenmiş “İNŞAAT YAPIMI VE TAAHÜT SÖZLEŞMESİ nden kaynaklı tüm borçlarını ödediğini ve tüm üyelerle birlikte ev sahibi olduğunu, ardından davacı Bele-Per Kooperatifi, (kooperatifin arsa alımı ya da konut sayısındaki arttırımına olanak sağlayacak şekilde üyelerle yapılacak Genel Kurul Kararıyla tespit ettirmeden ve buna imkan sağlayan kurul kararı olmadan) ev sahibi yapacağı ümidiyle yeni üyeler almaya başladığını ve bu üyeleri ikinci etap (2. Etap 1. Kısım; asıl S.S. ... BİRİKİM KONUT KOOP. , 2. Etap 2. Kısım; asıl S.S. ... KONUT KOOP. , 2. Etap 3. Kısım; asıl S.S. ... KONUT KOOP. vs.) üye olarak sınıflandırdığını, müvekkilinin yer aldığı asıl kooperatif (asıl kooperatif S.S.......

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yükleniciden temlik alınan konut niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan hukuki ayıp niteliğindeki ipoteğin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir....

      Dava, kredi sözleşmesi nedeniyle dosya masrafı, komisyon ve başka adlar altında yapılan haksız kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında bağıtlanan kredi sözleşmesi dikkate alındığında, davacının konut alımı için kredi aldığı anlaşılmakta olup, sözleşme tarihinde yürürlükte olan 4077 sayılı Tüketici Korunması Hakkında Kanun'un 3. 10/B. ve 21/3. maddelerine göre, konut kredisinin tüketici kredisi niteliğinde olduğunun kabulü ile davaya tüketici mahkemesince bakılması gerekirken, tüketici kredisinin ticari kredi olarak kabul edilmesi isabetli görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 24/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Noterliğinin 14.05.2013 tarih 09873 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile 15349 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 2. kat 5 nolu bağımsız bölümü davalı yükleniciden satın aldığını bedelini ödediğini belirterek taşınmazın davalı yüklenici adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile, davacı adına tescilini istemiştir. Davalı şirket yetkilisi davacıya sattığı 3.kat 5 nolu dairenin üzerinde ipotek olması nedeni ile davacıya karşı taahhüdünü yerine getiremediğini beyan etmiştir. Mahkemece dava esastan incelenerek; davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü; davacı vekili temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....

          Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkillerinin nden 04/03/2011 tarihli konut talep formu ile kaparo vererek konut satın almak istediklerini, taşınmaz satış bilgisi ve ödeme planında belirtilen kredi hariç ödemeleri yaptıklarını, davalı arihinde davacıların aralarında yarı yarıya hak ve temliki belirten belgeyi imzaladıklarını, 01/10/2012 gününden itibaren dava konusu taşınmazda oturmaya başladıklarını, sözleşmeye göre davalı na ilü belirterek taşınmazın davacılar adına 1/2 paylarla tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, ığını, davacıların kendi aralarında yapmış oldukarı temlikin usulüne uygun olarak bildirilmediğini, sözleşme gereğince olan kredi ödemesi bitmedikçe taşınmazın temlik edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Davacı, dava dışı arsa sahipleri ve yine arsa sahiplerinden davalı ... ile dava dışı yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik aldığını ileri sürerek bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece dava esastan incelenerek sonuçlandırılmıştır. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/776 KARAR NO : 2021/661 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : UKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2018/70 ESAS - 2020/242 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Yükleniciden Konut Alımı Nedeniyle) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.10.2010 tarihli Gayrimenkul Ön Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca davalı inşaat şirketinin, satışını yaptığı “TERRACE LİDO” isimli projesinden İstanbul İli, Adalar İlçesi, Büyükada Yalı Mah., 23 Nisan Caddesi Mevkii 13 pafta, 21 ada, 27 parsel de kayıtlı 57(37) Bağımsız Bölümü satın aldığı, 2012 yılında taşındığını ve halen oturduğu, davalı tarafın satış bedelini nakden ve defaten ödenmiş söz konusu taşınmazın tapusunu bugüne kadar devretmediği, tedbir taleplerinin mevcut olduğu, inşaatın bitiminde 2012 yılında taşındıklarını...

              UYAP Entegrasyonu