WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arsa payı veya bağımsız bölümlerin satılmasından sonra yüklenici edimlerini yerine getirmediği için sözleşmenin geriye etkili feshedildiği bir realitedir. Yukarıda izah edildiği gibi, yükleniciden arsa hissesi veya bağımsız bölüm satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin TMK'nın 1023. maddesine istinaden "tapuya güven ilkesi" gereğince iktisabının korunması gerekir. Bu ilkeden ancak üçüncü kişinin taşınmazı satın alırken kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde vazgeçilebilir. Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir. Her arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden tapu intikali yapılan yükleniciden tamamen iyi niyetli olarak arsa payı veya bağımsız bölüm satın alanın bu iktisabını geçersiz saymak TMK'nın 1023. maddesi karşısında açıkça Kanuna aykırı davranmak olacaktır....

    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın bağımsız bölüm satışına ilişkin adi yazılı sözleşmeye dayalı tapu iptali tescil davası olduğu, davacı ile yüklenici davalı arasında bir adet bağımsız bölüm satışına ilişkin adi yazılı sözleşme düzenlendiği, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa'nın 3. maddesi gereğince uyuşmazlığın tüketici yasası kapsamında olduğu anlaşılmakla mahkemenin görevsizliği nedeniye reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. .........

      Noterliğinin 03.06.1998 tarihli ve 013809 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre, dava konusu bağımsız bölümün de içinde bulunduğu B blok 1, 9, 13 ve 42 nolu bağımsız bölümlerin dava dışı yükleniciye ait olacağı kararlaştırılmıştır. 16. Dava dışı yüklenici ... Müt. Tur. ve Tic. A.Ş ile davalı arasında ise ... 50. Noterliğinin 30.11.2007 tarihli ve 18095 yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmış olup, bu sözleşme gereği ... ili ... ilçesi 28043 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan B blok 9. kat 38 nolu dairenin davalıya satımı vaat edilmiş, dava dışı yüklenici ile davalı arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tadil edilmesine ilişkin daire takas sözleşmesi başlıklı 29.01.2009 tarihli sözleşme ile de dava konusu bağımsız bölüm davalıya satılmıştır. Dava konusu bağımsız bölümde 19.09.2001 tarihinde kat irtifakına geçilmiş olup, bağımsız bölüm davalı tarafından kullanılmaktadır. 17....

        yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2, 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız...

          Şti'nin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanarak isteyebileceği hakkı olmadığından şahsi hakkını harici sözleşme ile ondan bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi konumundaki davacılara temlik etmesi de ona bir hak sağlamaz(Yargıtay 14. HD'nin 14/02/2008 tarih ve 192/1692 sayılı kararı). Ayrıca, harici sözleşme ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi davacılar ile arsa sahibi davalılar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar, arsa sahibi olan davalılardan sözleşme hukuki ilişkisine dayalı olarak bir istekle bulunamazlar. Davalı arsa sahiplerinin davacılara karşı bir sebepsiz zenginleşmesi de bulunmamaktadır. Arsa sahibinin bir sebepsiz zenginleşmesi varsa ancak yüklenici akidine karşıdır. Bu durumda davada arsa sahiplerine husumet yöneltilemez. Davacılar ödedikleri satış bedelini ancak akitleri olan yükleniciden isteyebilirler(Yargıtay 13. HD'nin 25/02/2003 tarih ve 12900/1885 s.kararı)....

          Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yükleniciden yer satın alan 3. kişilerin yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, arsa maliki tarafından bağımsız bölümün tapu kaydının iptalinin istenebileceğini bildiğinden ve bunun riskini göze aldığından TMK.nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı adına kayıtlı 12 nolu bağımsız bölümün davalı adına mevcut tapu kaydının 328/579 hissesinin iptali ile dava konusu taşınmaz hissesinin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....

            Mahkemece asıl dava yönünden taraflar arasındaki sözleşmede davacıya satışı vaad edilen bağımsız bölümün 9 nolu bağımsız bölüm değil 6 nolu bağımsız bölüm olduğunu, 6 nolu bağımsız bölümün ise davalı-birleşen davacı ... adına kayıtlı olduğunu, davalı yüklenicinin edimini ifa etmediğinden taşınmazın değeri olarak tespit edilen bedelin yükleniciden talep edilebileceğini, birleşen 2012/642 Esas sayılı davada ise, davacı tarafından 4 nolu bağımsız bölümün tescilinin talep edilmesine rağmen, taraflar arasındaki sözleşmede bağımsız bölüm numarasının belirtilmediğini, 4 nolu bağımsız bölümün arsa sahibi davalı ... adına kayıtlı iken davacı adına tescil edildiğini, daha sonra davacı tarafından davalı ...’a devredildiğini, davalının hataya düşürüldüğüne dair dosya kapsamında delil bulunmadığını, sözleşmenin geçerli olmadığını ve taşınmazın tespit edilen değerinin yükleniciden talep edilebileceğini, birleşen 2014/479 Esas sayılı davada ise, sözleşmede yüklenici tarafından satışı vaad edilen bölümün...

              nden bağımsız bölüm satın alan gerçek ve tüzel kişilerdir. Dava dilekçesinde muvazaadan sözedilmiş ise de, davacı tarafça bu iddia ile ilgili kanıtlayıcı delil dosyaya sunulmamış, ayrıca genel muvazaaya dayanılarak bir dava da açılmamıştır. Mahkemece yüklenici dışında gerçek ve tüzel kişiler tazminatla sorumlu tutulurken, yüklenicinin bu şahıslara devrettiği bağımsız bölümlerin haczedilmesi suretiyle tahsilini talep etme hakkı bulunduğu gerekçesine yer verilmişse de, taraflar arasındaki sözleşme feshedilmediği gibi tasarrufun iptâli konusunda da açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemenin bu konudaki gerekçesinin kabul edilmesi mümkün değildir. Yüklenici şirket yanında yükleniciden bağımsız bölüm satın alan gerçek ve tüzel kişilerin de tazminatlardan sorumlu tutulmaları yanlış olmuştur....

                Adı geçen davalı vekilinin verdiği 13.12.2004 tarihli cevapta uyuşmazlık konusu bağımsız bölümün ferdileştirme suretiyle kooperatif üyesi ...'a tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Ferdileşme sırasında kooperatifin yapıcı firmaya olan borçları üyelere bölüştürülmüş ve her bağımsız bölüm sahibi üye kendisine isabet eden borç için yüklenici firmaya ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Davacı iddiasına göre yükleniciden satın alan kişi olmayıp arsa sahibi kooperatif üyesi bulunduğuna göre olayda 4077 sayılı Yasanın 3/C maddesi hükmünün uygulama yeri yoktur. Bu nedenle davaya genel mahkemede bakılması gerekir. Aksine düşünceyle görevsizlik kararı ile davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  nin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanarak isteyebileceği hakkı olmadığından şahsi hakkını harici sözleşme ile ondan bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi konumundaki davacılara temlik etmesinin de ona bir hak sağlamadığı, ayrıca, harici sözleşme ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi davacılar ile arsa sahibi davalılar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar, arsa sahibi olan davalılardan sözleşme hukuki ilişkisine dayalı olarak bir istekle bulunamayacağı, davalı arsa sahiplerinin davacılara karşı bir sebepsiz zenginleşmesinin de bulunmadığı, arsa sahibinin bir sebepsiz zenginleşmesi varsa ancak yüklenici akidine karşı olabileceği, bu durumda davada arsa sahiplerine husumet yöneltilemeyeceği, davacılar ödedikleri satış bedelini ancak akitleri olan yükleniciden isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                    UYAP Entegrasyonu