Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE :Dava, davalı şirkete ait taşınmaz satışının dayanağı olan yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı taraf, davalı müflis şirketin faaliyet konusu değiştirilmediğinden TTK'nun 529. Maddesi gereğince şirketin tasfiye sürecine girdiğini, bu şirketin en önemli ve tek malvarlığı olan davaya konu taşınmazın 1/4 hissesinin 06/09/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda herhangi bir karar alınmadan ve şirketle işlem yasağına aykırı davranılarak 20/09/2018 tarihinde satıldığını belirterek bu işlemin batıl olduğunun tespiti istemiştir. Gerçekten de, Ticaret Sicil Gazetesi ve şirketin ana sözleşmesi incelendiğinde, satışa konu taşınmazın şirketin tek malvarlığı olduğu açıkça görülmektedir....

    28.01.2019 tarihli genel kurulda 28.01.2022 tarihine kadar görev yapmak üzere seçilen yönetim kurulu üyelerinin azillerine ilişkin 18.08.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında herhangi bir karar alınmadığının ve dolayısıyla 28.01.2019 tarihinde seçilen yönetim kurulu üyelerinin görevlerine devam ettiğinin tespitine, 18.08.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 9 nolu kararın batıl olduğunun tespiti, ve / veya iptaline , ve TTK 449....

      nun davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu 30/12/2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ... sayılı yönetim kurulu kararı ve 12/04/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ... sayılı yönetim kurulu kararı ile ...' de yer alan şirket arazilerinin kamulaştırma yoluyla elden çıkarılmasına yönelik karar verildiğini, bu karar neticesinde şirketin malvarlığının gerçek değerinin altında bir tutar karşılığında elden çıkarılmak istendiğini bu durumun şirket sermayesinin korunması ilkesini gözetmediğini alınan 30/12/2020 tarih ve ... numaralı ve 12/04/2021 tarih ve ... sayılı kararların TTK m. 391 uyarınca sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen yönetim kurulu kararlarının batıl olduğundan bahisle mutlak butlanla malûl olduğunun tespitine karar verilmesini ve davaya konu 30/12/2020 tarih ve ... numaralı ve 12/04/2021 tarih ve ... sayılı kararlarının TTK'nun 391 vd. maddesi uyarınca yürütülmesinin tedbîren dava boyunca geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir...

        ın ise yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğuna ilişkin karar aldığını, bu kararın altında müvekkilinin de toplantıya katıldığına ancak imzadan imtina ettiğine dair kayıt düşüldüğünü, oysa müvekkilinin böyle bir toplantıya katılmadığını, daha sonra da 28.01.2013 tarihinde yönetim kurulunun iki kişi ile toplanarak bazı kararlar aldığını, şirket anasözleşmesinin 12. maddesi uyarınca yönetim kurulu toplantı nisabının, yönetim kurulu üyelerinin yarısından 1 fazla olduğunu, bu durumda toplantı nisabının mecburen 3 kişi olması gerektiğini ve toplantı nisabı sağlanmadan alınan kararların batıl bulunduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 31.12.2012 ve 28.01.2013 tarihli yönetim kurulu kararları ile 2013 yılında alınan tüm yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı temsilcileri, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı şirket temsilcisinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır....

          in halen şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirketin bekası için gerekli ve acil olan yönetim kurulu kararı düzenlendiğini ve yönetim kurulu başkanı ile birlikte imza yetkisine sahip olan davacıdan imza yetkisinin alındığını, yönetim kurulu başkanı ...’e münferiden imza yetkisi verildiğini, ilgili yönetim kurulu kararı temsil ve ilzama ilişkin olduğundan butlanı gerektirir hiçbir hukuki neden bulunmadığını, davacının diğer tüm iddiaları gibi, çağrının usulsüz olduğu ve yönetim kurulu kararının batıl olduğu iddialarının haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davacı tarafından açılan haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Anonim Şirket Yönetim Kurulu kararının Türk Ticaret Kanunu'nun 391. maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti talebine ilişkindir....

            Davacı yan, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile birlikte protokolün yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiş ise de, bu talep yönünden de husumetin protokolün tarafına yöneltilmesi gerektiği halde şirket yönetim kurulu üyelerine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur....

              Maddesi gereği diğer organların görevine giren hususlarda ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararların batıl olduğunu, söz konusu geminin satış işlemi genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğunu, yönetim kurulu kararı ile yapılan bu satışın butlanla malul olduğunu, yok hükmünde olduğunu, ----- Asliye Ticaret mahkemesinin -------Sayılı dosyasında geminin satışına ilişkin yönetim kurulu kararının butlan ile malul olduğunun tespiti istemi ile dava açtıklarını, iş bu davada da butlanla malul olan yönetim kurulu kararına dayanılarak yapılan satışın iptalini istediklerini, her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğunu belirtmiş dosyaların birleştirilmesini talep etmiştir....

                ın aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri olarak görev yaptığını, şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ..., ... ve ... karar numaralı yönetim kurulu kararlarının TTK 367. maddesi kapsamında daha önce kabul edilip tescil edilerek halihazırda yürürlükte bulunan 09/05/2017 tarihli şirket iç yönergesine ve dolayısıyla ana sözleşmenin 8 maddesine açıkça aykırı olduğunu belirterek yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti istemi ile açılan davada telafisi imkansız zararlara yol açmaması için davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantılarında alınan ..., ... ve ... karar numaralı yönetim kurulu kararlarının dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir....

                  İlk derece mahkemesince batıl olduğunun tespiti istenilen işlemin davalı şirkete ait fabrika binası ve taşınmazın tümü ile elden çıkarılmasına yönelik satış işlemi olmadığı, ' kiralama süresi sonunda geri almak kaydıyla yapılan 'sale and lease back' işlemi niteliğinde olduğu, ... 408/....maddesi gereğince bu konuda genel kurul kararı gerekmediği, ... 391/1-d bendi gereğince batıl kararlardan olmadığı ve batıl olduğunun tespiti istenilen Yönetim Kurulu kararı gereğince tapuda resmi işlem yapılmış olduğundan kararın batıl olduğu tespit edilse dahi sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. ......

                    İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yönetim kurulu kararlarının TTK'nın 391. maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararı verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Kural olarak anonim şirket yönetim kurulu kararlarına karşı iptal davası açılamaz. Ancak yönetim kurulu karının butlanı ve yok hükmünde olduğunun tespiti davası açılabilir. Davacı, davalı şirket yönetim kurulunun almış olduğu sermaye artırım bedellerinin ödenmesine ilişkin kararların batıl olduğunu, sermaye artırımına ilişkin iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürerek, bu yönetim kurulu kararının tedbiren icrasının durdurulmasını talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu