Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan somut davada, müdür azlinin yanı sıra müdürün azli halinde şirket organsız kalacağından şirkete yönetici kayyımı atanması talep edilmiş ve mahkemece bu talep de kabul edilmiştir.TTK nun 616/b maddesi uyarınca şirket müdürünün seçimi genel kurulun devredilemeyen yetkileri arasındadır. Şirket müdürünün azli kararının kesinleşmesi halinde ,şirket genel kurulunun şirket müdürünü seçmesi ,organlarını tamamlaması gerekmektedir.Azil davası görülürken davalı müdürün yönetim yetkisi ihtiyati tedbir kararı ile sınırlandırılmamıştır.Kararın kesinleşme tarihi sonrası ileri bir tarihde şirketin organsız kalacağı var sayılarak genel kurulun yetkilerini sınırlar biçimde davalı şirkete kayyım atanması doğru olmamıştır....

    Dava; davalı şirket müdürünün haklı nedenle müdürlükten azli talebine ilişkindir. Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı ... Otomotiv İnş. Mimarlık Mühendislik İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti'nin ortağı olan davacı tarafından davalı şirket müdürünün yükümlülüklerini yerine getirmediği şirketi faaliyetinin durma noktasına geldiği ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtilerek davalı şirket müdürünün azli talebinde bulunulmuştur. TTK 630/2 maddesinde limited şirket ortağının haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiş, TTK 630/3 maddesinde ise yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul edilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde ... Otomotiv İnş. Mimarlık Mühendislik İth. İhr....

      Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 09.03.2022 tarihli Ara Karar NUMARASI: 2021/465 DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih ve Yöneticinin Azli İstemli) Taraflar arasında görülen ticari şirketin feshi ve yöneticinin azli istemli davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin aile şirketi niteliğinde olan davalı şirketin 1/3 oranında paydaşı olduğunu, kalan payların kardeşleri ... ve ...'a ait olduğunu, 2016 yılındaki hastalığına kadar müvekkilinin şirketin işleyişiyle aktif şekilde ilgilendiğini, faaliyetleri ile şirketin mal varlığını artırdığını, tedavi süresince şirket hesaplarının ve faaliyetlerini ...'...

        kanaatine varılmakla davacının yöneticinin azli ve şirket zararına ilişkin davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile limited şirket yöneticisinin azli ve yönetim yetkisinin kaldırılması talebine ilişkindir. TTK 630/2 maddesinde her ortağın haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilecekleri düzenlenmiştir....

            Dava ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 634 sayılı Kanunun yöneticinin haklarını düzenleyen 40. maddesinin son fıkrasında “(Değişik: .../.../1983-2814/... md.) Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” demektedir. Bu madde hükmü gereğince yöneticinin normal ortak giderlere katılıp katılmayacağına, katılacak ise hangi oranda katılacağına kat malikleri kurulu karar verir. Yine aynı madde gereğince kat malikleri kurulunda bu konuda alınmış herhangi bir karar yok ise yöneticinin sorumluluğu yönetim süresince kendisine düşen ortak gider borcunun yarısı kadardır....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/778 KARAR NO: 2022/776 DAVA: Yöneticinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat ve yöneticilerin azli ile şirkete kayyım atanması DAVA TARİHİ: 27/12/2018 KARAR TARİHİ: 25/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile diğer ------------kurduklarını, şirkete ait ----- kayıtlı taşınmaz üzerinde ----- yapıldığı, taşınmaz ----- adına ------ satıldığı, daha sonra şirketin ----- tarihli kararıyla ------ iade edildiğini ancak satış bedelinin sadece müvekkilinden talep edildiğini; ----- devredildiği, devir karşılığında şirket binası için ----- kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı ancak müvekkiline böyle bir ödeme yapılmadığı,------ ------ şirket tarafından karşılandığı, aynı şahsın bedelsiz halı alabileceğinin kararlaştırıldığı, ----- bedelsiz olarak----- devredildiği, bu işlem ile...

                Maddenin 3. fıkrasına göre de yöneticinin özen ve bağlılık yüküm ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. TTK'nın 630. maddesinde, azil davası yönünden özel bir geçici hukuki koruma öngörülmediğinden, bu konuda HMK'nın 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır (m. 389/1). Kanun, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından" söz etmektedir....

                HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, haklı nedenler oluştuğu gerekçesiyle yöneticinin azli istemine ilişkindir.Davacı vekili 09/10/2023 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiğine ilişkin beyanda bulunmuştur.Davalı vekili 09/10/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat edildiğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediği beyanında bulunmuştur.Davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğu görülmüştür. Davadan feragat HMK’nin 307., 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.HMK'nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Öyleyse borcunu ödemeyen kat malikine karşı yasal olarak dava açma hakkı (aktif husumet ehliyeti) bulunan yöneticiye karşı ilgili kat malikinin de borçlu olmadığının tespiti ve ödediği paranın geri verilmesi konusunda açtığı davada bu yöneticinin pasif husumet ehliyetinin varlığının kabulü gerekir. Öte yandan Kat Mülkiyeti Yasasının 38. maddesi hükmü uyarınca yönetici kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur. Somut olayda davacı kat maliki davalı yöneticinin şartnameye aykırı ve ayıplı işler yapması nedeniyle dava konusu alacağı kendisinden tahsil ettiğini ileri sürmektedir. Bu durumda davalı yöneticinin icra yoluyla istediği ve tahsil ettiği paranın kişisel kusuru ya da vekalet görevini kötüye kullanmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının saptanması açısından da davaya bakılıp, işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu