Davalı vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilik birliği içerisinde kusurlu davranışının olmamasının tarafların boşanmasına engel olmadığını, ilk Derece Mahkemesince kusur ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması kavramları açısından ayrım yapılmaksızın hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, kusurun, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ya da korunmaya değer bir evlilik birliğinin olup olmadığı hususunda isabetli bir kriter olmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince müvekkilinin boşanma yönündeki iradesi gözetilmeden hatalı değerlendirme sonucu verilen kararın kaldırılmasına, dosya kapsamındaki deliller doğrultusunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle tarafların boşanmasına, müvekkilinin kusursuz olması nedeniyle davacının diğer taleplerinin ve istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Yine Türk Medeni Kanunu'nda evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir(TMK m.166/1-2)” şeklinde genel boşanma sebebi yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda fiili ayrılık adı altında özel/ayrı bir boşanma sebebi ise düzenlenmemiştir. Ancak olayın özelliğine göre, çok uzun süreli fiili ayrılıkların, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1-2) hukuki sebebiyle açılmış davalarda değerlendirilmesi gerekir. Buna engel olacak yasal bir düzenleme yoktur....
DAVA ... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ilişkilerinin gerilmeye başladığını, davalının davacıdan sürekli uzaklaştığını, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, davalının çocuk sahibi olamamakta kendi kusuru olmasına rağmen sürekli olarak müvekkilini aşağıladığını, davalının müvekkilini aldattığını, facebook ve diğer sosyal medya hesapları üzerinden tanıştığı kadınlara kendisini bekar tanıtarak birçok kez ahlak dışı ve müstehcen görüşmeler yaptığını, davalının da boşanmak istediğini, müvekkiline kendi istediği şartlarda anlaşmalı olarak boşanmak için baskı yaptığını, evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu olan tarafın davalı olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir - yoksulluk nafakası ödenmesine, 50.0000,00 TL maddî ve 100.0000,00 TL...
Bu nedenle davalının evlilik birliğinin temelden sarsılmasında, bizzat kabul etmiş olduğu kıskançlık duygusunun etkisi ile yapmış olduğu hareketler neticesinde kusurlu olduğu mahkememizce anlaşılmış olmakla, taraflar açısından evlilik birliğinin devamında tarafların bir menfaatinin kalmadığına ve evlilik birliğinin devamının artık taraflar açısından mümkün olmadığına kanaat getirilmek sureti ile TMK md.166/1 uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava ve karşı dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) hukuki sebebine dayalı boşanma talebine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). (1) Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2)....
Tarafların fiilen ayrı olması tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirmeyip, dosya kapsamında TMK'nun 166/3. maddesi şartları da oluşmadığından, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacının yerinde bulunmayan istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Dairemizin 2021/2604 esas ve 2021/2516 karar sayılı ilamı ile; davacı erkek vekili Av. T2 vekaletnamesinin genel nitelikte olup boşanma davası ile ilgili özel yetkiyi içermediği gerekçesiyle dosya mahkemesine geri çevrilmiş olup eksiklik tamamlandıktan sonra dosya yeniden dairemize gönderilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; İlk derece mahkemesince "Toplanan deliller ve tanık beyanından davalının kıskanç olduğu, davacı için muskalar yaptırdığı, davalının bu kusurlu eylemleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" gerekçesiyle davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nın 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili T1 tarafından davalı kadın aleyhine evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeni boşanma davası açıldığını, dava devam ederken müvekkilin vefat ettiğini, mirasçıların davaya devam ettiğini, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurlu olduğunun tespiti ile mirasçılık sıfatının sona ermesini talep ettiklerini, davalı kadının kusurlu olduğunu, kadının bu evliliği maddi çıkarları için yaptığını, yerel mahkemenin kusura ilişkin değerlendirme ve tespitlerinin hatalı olduğunu, arz ve izah ettikleri üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl ve ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kadın üzerinde bırakılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce davalının 05.07.2018 tarihinde Tokat Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesine sevkinin sağlandığı, alınan hastahane raporunda davalı hakkında organik olmayan psikoz tanısının olduğu, rahatsızlığının yaklaşık 4 yıldır devam ettiği, atak dönemlerinde çevresine zarar verebileceği, bu haliyle evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanabileceği yönünde teşhisler konulduğu, davalının ayrıca İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları hastahanesinde 17.02.2014- 24.02.2014- 26.04.2017- 02.05.2017 yıllarında da tedavi gördüğü ve tedavilerine devam ettiği anlaşılmıştır. TMK 166/1 gereği evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma kararı verilebilmesi için davalının eylemlerinin iradi olması gerekir....