"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davalı-karşı davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebi uyarınca Türk Medeni Kanunu 166/1 maddesi hükmüne dayanarak açılan boşanma davasının reddine, davacı-karşı davalı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebi uyarınca Türk Medeni Kanunu 166/1 maddesi hükmüne dayanarak açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin eşini tehdit ettiği ve eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davalı-karşı davalı kadının ise sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ispatlanmıştır....
Bu bakımdan, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadın tamamen kusurludur. Hal böyleyken, kocaya da kusur atfedilmesi ve “eşit kusurlu” kabul edilmesi isabetli değildir. Mahkemece yapılacak iş, sadakat yükümlülüğüne aykırı tutum ve davranışlarıyla evlilik birliğinin yıkılmasına sebep olan kadının, maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutulması gerekir. Bu husus nazara alınmadan, davalı-karşı davacı (koca)’nın tazminat taleplerinin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2015 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın tarafından açılan ayrı bir tedbir nafakası davası bulunmadığına göre davalı kadın lehine takdir edilen nafakanın evlilik birliğinin fiilen tesis oluncaya kadar sürdürülmesine karar verilmesi doğru olmamış ise de; bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tedbir nafakası dışında yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün tedbir nafakasına yönelik 2. maddesindeki "evlilik birliğinin fiilen tesis oluncaya" kısmının hükümden çıkarılmasına, yerine "karar kesinleşinceye" sözcüklerinin eklemek suretiyle, hükmün düzeltilmiş...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, ortak evi terk edip, başka bir kadınla beraber yaşayan davacı kocanın daha ziyade kusurlu olduğunun anlaşılmasına, sürekli olarak davacıyı sevmediğini söyleyen, onunla annesinin zoruyla evlendiğini ifade eden davalı da kusurlu olup, davalının davaya itirazı, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığının, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleşmiş bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.04.2008 (Salı)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda, davalı kocanın eşine şiddet uyguladığı ve hamile olan eşine yaptığı baskı sonucu bebeğini kürtajla aldırdığı; buna karşılık davacı kadının kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı; böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın tamamen kusurlu olması nedeniyle manevi tazminat talep edemeyeceğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tanık beyanlarıyla gerçekleşen duruma göre evlilik birliğinin, davacının davalıya oranla daha fazla kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığının, davalının davaya itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davalı bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığının anlaşılmasına, boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 166/2.maddesine dayalı olarak verilmiş bulunmasına göre, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, takdir edilen nafaka ve tazminatlara ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından, açıklanan sebeple usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı vasisi tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı olarak açılmıştır. Davalının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Akıl hastalığına dayalı bir dava yoktur (TMK m.165). Davalının hareketleri iradi olmadığından, kendisine kusur yüklenemez. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmaya karar verilemez. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 199'ncu maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması, "evlilik birliğinin korunması" önlemlerinden olup, sınırlanma şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulur. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Tarafların evliliği, 19.01.2016 tarihinde, kesinleşen boşanma kararı ile sona ermiştir. Bu durumda kadının tasarruf yetkisinin sınırlanması davasının esası konusuz hale gelmiştir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde zina (TMK md.161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.md.166/1) sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmış, mahkemece tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalaıma karar verilmiştir. Davacı erkeğin dava dilekçesinde yer alan zina nedenine dayalı talepleri hakkında hükmün gerekçesinde bir açıklama yapılmadığı gibi, hüküm fıkrasında da olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Davacının açıklanan boşanma sebebine dayalı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Davalı kadının, kanser hastası annesiyle ilgilenmesi kendisine kusur olarak yüklenemez. Taraflar arasında evlilik birliğini sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli başkaca sebep ve deliller de tespit edilememiştir. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin sarsılması unsuru davada gerçekleşmemiştir....