WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince, özellikle babaya yöneltilen icra takibinin, babanın vefatından sonra mirasçı sıfatı ile davalı anne ve torun Gökdeniz’e yöneltildiği, bu nedenle çocuk ile babaanne arasında kişisel ilişkinin kurulmamasının çocuğun menfaatine olduğu belirtilmiş ise de; vefat gibi olağanüstü bir durumun varlığı halinde büyük anne ve büyük baba ile torun arasındaki kişisel ilişki, bir hukuk davasındaki zorunlu husumetin üzerinde değerlendirilmesi gereken önemli bir durumdur. Babaannenin kalan ömründe, küçük ile sağlıklı bir kişisel ilişki kurulması hem küçüğün hısımlık bağlarının gelişmesi hem de babaannenin torun sevgisini yaşaması açısından önem taşımaktadır....

    Cumartesi günleri saat 10:00'dan Pazar günleri saat 18:00'a kadar, her yılın dini bayramlarının 2. günleri saat 10:00'dan 3. günleri saat 18:00'a kadar, her yılın Temmuz ayının 1. günleri saat 10:00'dan 7. günleri saat 17:00'a kadar kişisel ilişki tesisine." şeklinde kişisel ilişki kurulmuştur. Karar davacı baba tarafından kişisel ilişkinin kaldırılması veya sınırlandırılması talebiyle temyiz edilmiştir. Dosya kapsamındaki sosyal inceleme raporları dikkate alınarak davalı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması gerekirken çocuğun üstün yararına uygun olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m.370/2)....

      Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Düzenlenmesi - Velâyetin Kaldırılması - Çocuk Mallarının Korunması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hüküm davalı anne tarafından duruşmalı temyiz edilmiş ise de, HMK 369. maddesinde kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davaların temyizinin duruşmalı inceleneceğine dair hüküm olmadığı gibi, acele işlerden olduğundan duruşma talebinin reddine karar verilmiştir. 2-Mahkemece, torunla kişisel ilişki kurulması davasının yapılan yargılaması sonucunda, davacı ile 2010 doğumlu küçük Ecrin arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, hüküme karşı davalı anne tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve bölge adliye mahkemesince davalı annenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

        Mahkemece alınan 29.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda “davalı annenin şahsi ilişki konusundaki motivasyonu, mevcut yaşam koşulları ile sağlık durumu hakkında yeterli bilgi edinilememiş olması sebebiyle anne ile çocuk arasında ilk aşamada yatılı olmayan ve tarafların müşterek olarak uygun göreceği bir yetişkinin eşliğinde şahsi ilişki kurulmasının, anne ve çocuğun yalnız olarak görüşmesinin daha sonraki dönemlerde değerlendirilmesinin uygun olacağı” yönünde kanaat bildirilmiştir. Mahkemece, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde yatılı olmayacak şekilde, 1 yıl bitiminde ise yatılı olmayı da kapsayacak şekilde kademeli kişisel ilişki tesis edilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur....

          Davalı annenin boşanma davasından sonra yeniden evlendiği, yeni evlendiği eşi hakkında müşterek çocuk Beren'e karşı işlediği ileri sürülen cinsel istismar suçundan cezalandırılması talebi ile açılan bir ceza davasının bulunduğu ve yargılamasının devam ettiği de anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında boşanma hükmü ile verilen kişisel ilişki tedbiren durdurulmuş, çocuk ile anne arasındaki iletişimin devamı açısından yatılı olmayacak şekilde uzman nezaretinde haftada bir gün kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Tedbiren ara karar ile kurulan kişisel ilişkinin tesisi sırasında görevli uzmanlar tarafından tutulan tutanaktan; müşterek çocuğun davalı anneye tepkili olduğu, kişisel ilişki süresince ağladığı ve anne ile görüşmek istemediği anlaşılmaktadır. Ayrıca yargılama sırasında görüşü alınan uzman bilirkişi de raporunda; çocuğun anneye karşı tepkili olduğu ve görüşmek istemediği belirtilmiştir....

            Aile Mahkemesinin 2017/309 Esas sayılı dosyasında mahkemece "... babanın müşterek çocuğun velâyeti tedbiren anneye verilmesine rağmen ... zamandan beridir yanında tutması ve annesi ile görüştürmemesi nedeni ile ... ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına..." karar verildiği, ... tarafından bu karara karşı istinaf ve temyiz talebinde bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği ve ardından kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak 09.02.2021 tarihinde kesinleştiği, babanın çocuğun kaçırılması ve alıkonulması nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği, yine çocuk teslimine muhalefet nedeniyle hakkında tazyik hapsine karar verildiği, babanın boşanma aşamasında çocuğu tedbiren verilen kişisel ilişki kararına rağmen anneye teslim etmemesi nedeniyle kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle kişisel ilişki kurulmamasına sebep olduğu, çocuk ile kişisel ilişki kurulması mahkemenin de gerekçesinde belirttiği üzere ... için bir hak olduğu...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacının, müşterek çocuğun davalı anne ile kurulan kişisel ilişkisinin tümden kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine, davacının, terditli talebi olan müşterek çocuğun anne ile yatılı olarak kişisel ilişki kurmamasına yönelik talebinin kabulü ile; Mengen Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi'nin 2020/129 E.- 2020/116 K. sayılı ilamının 7. bendinde müşterek çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik hükmün aşağıdaki şekilde değiştirilmesine: müşterek çocuk ile velayet kendisine verilmeyen anne arasında "Her ayın 1. ve 3....

              Sulh Mahkemesi Velayet ve vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Zonguldak 1.Aile ve 1.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, evlat edinilen küçüğün velayetinin evlat edinen davalıdan kaldırılarak, öz anne ve babası olan davacılara verilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası hak düşürücü süreden red edilerek, velayetin kaldırılarak davacıların vasi olmasına hakkındaki dava tefrik edilerek, Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın evlatlık ilişkisinin kaldırılması ve kişisel ilişki kurulması davası olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.(TMK 409. m.)...

                Çocukla, ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan, velayeti babada bulunan çocuklarla anne arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocukların anne yanında, ayın belirli hafta sonları, yatılı da kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

                  Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece üstün yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir. Tüm dosya kapsamından bu aşamada çocuk ile davalı arasında uzun süreli yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması çocuğun psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine neden olacağı ve yüksek yararına uygun düşmeyeceği anlaşıldığından, davalı anne ile küçük arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu