Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, müşterek çocuk ile baba arasında sadece hafta sonu ve dini bayramlarda kişisel ilişki kurulmuş olup müşterek çocuk ile baba arasındaçocuğun üstün yararı yanında babalık duygularını tatmin eder şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usuy ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
olmadığı takdirde çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulması talebinde bulunulmuştur....
Dairemizin 17.05.2023 tarihli kararıyla çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmadığı, boşanma tarihinde bebek olan ortak çocuğun okul yaşına geldiği, mevcut kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmine elverişli olmayıp, çocuğun baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli olmadığı, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesiyle Bölge adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. B....
Velayeti babaya bırakılan 2002 doğumlu müşterek çocuk ... ile davalı anne arasında her hafta Cumartesi ve Pazar günü kişisel ilişki kurulması, babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesini engeller ve babayı eve bağımlı hale getirir. O halde ayın belirli haftalarında kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HUMK.md.438/7) SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme gerekçeli kararının hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “her hafta sonu” kelimelerinin hükümden çıkartılmasına, yerine “her ayın l. ve 3. hafta sonları” kelimelerinin yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.07.2011 (Salı)...
in yeğeni (amca) olduğu, çocukların anne ve babası evliyken babanın ölümü sebebiyle yasa gereği velâyet hakkının davalı anneye kaldığı, çocukların anne yanında yaşadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesindeki düzenleme ve dosyadaki delil durumuna göre Mahkemece kararda yazılı nedenlerle davacılar babaanne ve amca ile çocuklar arasında kişisel ilişki süresi tesis edilmesinde ve belirlenen kişisel ilişki süresinde bir isabetsizlik bulunmadığı, amca ile çocukların annesi arasında ceza davasına konu husumetin bulunmasının kişisel ilişki tesisine engel olmadığı, ayrıca amca ve babaanne ile kurulan kişisel ilişki görüş zamanının aynı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirzaları yersizdir. 2- Müşterek çocuklar 2000 doğumlu... ve 2006... ile davalı-davacı anne arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulması davacı-davalı babayı eve bağımlı hale getireceği gibi, babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesini engelleyeceğinden doğru değil ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....
Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan küçüğün görüşünün sorularak ve davalı baba ile de görüşülerek, değişen durum ve koşullara göre ortak çocuk ile uygun bir kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılması (4787 sayılı Kanun m.5), dosyaya konu ceza dosyasının da getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 2....
Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan küçüğün görüşünün sorularak ve davalı baba ile de görüşülerek, değişen durum ve koşullara göre ortak çocuk ile uygun bir kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılması (4787 sayılı Kanun m.5), dosyaya konu ceza dosyasının da getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 2....
Somut uyuşmazlıkta, davacı anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının kabul edilmesi doğru olmuş ise de, dosyanın tetkikinden ve uzman raporlarından çocuğun annenin eşi ile küçük yaşta yaşadığı olaydan sonra anne ile yatılı olarak görüşmek istemediği, annenin eşini sevmediğini söylediği, anne ile yapılan görüşmelerin kamusal alanlarda ve saatlik olarak sağlandığı, çocuğun bu süreçte anne ile iletişimde bulunduğu ancak annenin halen aynı kişi ile evli olması nedeniyle çocuğun kişisel ilişkinin yatılı olmasını istemediği, çocuğun yaşı itibariyle idrak çağında olduğu ve tercihlerinin dikkate alınması gerektiği değerlendirilerek ortak çocuk Yusuf ile ile davacı anne arasında yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Kadının bu talepleri hakkında yasal süresinde usule uygun şekilde talep edilmediğinden “Karar verilmesine yer olmadığına dair karar’ verilmesi gerekirken yazılı şekilde kadın lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayeti davacı-davalı kadına bırakılan müşterek çocuk ... 07.07.2014 doğumludur.Mahkemece ortak çocuk ile baba arasında "aynı yerde oturmaları hali" ve "ayrı yerde oturmaları" hali için ayrı ayrı ve yine yaşa göre değişen kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar aynı şehirde oturdukları gibi günümüzdeki ulaşım araçlarının kolaylığı da dikkate alındığında kişisel ilişki tesisinde taraflar ayrıca talep etmedikleri takdirde aynı yer, ayrı yer ayrımı yapılması da doğru değildir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun, sağlık, eğitim ve ahlak, bakamından yararları esas alınmalıdır (TMK m. 182/3). Çocuğun yaşı dikkate alındığında anne nezaretinde öngörülen kişisel ilişki çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır....