Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davaya konu çocuk Nurullah Balmum 28.10.2010 doğumlu olup anne ve babası boşanmış, boşanma kararı ile velayet davalı babaya bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Tanık anlatımları, sosyal inceleme raporu ve idrak çağındaki çocuğun beyanı birlikte değerlendirildiğinde anneannenin torununu görebildiği, davalı babanın kişisel ilişkiye engel olabilecek olumsuz bir durum içinde bulunmadığı, davacının torunuyla görüşmesine annenin engel çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, anneye tanınan kişisel ilişki süresi içinde torununu görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahiptir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır....

    Müşterek çocuk ile davalı anne arasındaki bağların güçlendirilmesinde çocuğun üstün yararı vardır. .../... Gerçekleşen bu durum karşısında eksikliğine işaret edilen hususlar araştırılmadan, tarafların aynı yerleşim biriminde oturmaları ve çocuğun yaşı da dikkate alınarak davalı anne ile çocuk arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının nedenleri ortaya konulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmuş olması...." doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada ise bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Çocuğa, davalı anne ile kişisel ilişki kurulması ile ilgili tercihi mahkemece sorulmuş, ancak mahkeme nezdindeki aile mahkemesi uzman veya uzmanlardan rapor alınmamıştır. Kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talep edilen ortak çocuk idrak çağındadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen 16.02.2016 tarihli ek karar davalılar ... ile ...... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Talep eden anne; haklarında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1-c maddesine göre bakım tedbiri verilen ikiz çocukları 12.05.2008 doğumlu Sultan ve Nazlı ile, aleyhine talepte bulunulan kurumun yatılı kişisel ilişki kurulmasına izin vermediği gerekçesiyle, tedbir kararı verilen ... Aile Mahkemesi'nin 2014/381 esas .2014/589 karar sayılı dosyası üzerinden kişisel ilişki düzenlenmesini talep etmiş, mahkemece 16.02.2016 tarihli ek kararla anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmiştir....

        İlk derece mahkemesince velâyeti babaya verilen ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulurken çocuklar ile anne arasında “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse "ayrı şehir-ayrı şehir” ayrımına gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin annelik duygularını tatmine elverişli, çocukların da anne sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Yine, tarafların ortak çocuklarından 06/04/2013 tarihinde ölmüş olan Kovan Demirkaya hakkında da velâyet hükmü kurulması doğru bulunmamıştır....

          Kişisel ilişki kurulması ile ilgili kararlar taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayıp, değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenebilir. Tüm bu hususlar gözetildiğinde bu aşamada velayet kendisinden kaldırılan anne ile çocuk arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken gerekçesi açıklanmaksızın uzman görüşlerinin aksine anne ile çocuk arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının sair, davalının ise tüm istinaf taleplerinin esas reddine, davacının yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğuna yönelen istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın 2 nolu bendinin kaldırılmasına, yerine aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacılardan Mehmet Arslan tarafından; kişisel ilişki süresi ve yeri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar 28.9.2011 tarihinde ölen oğullarının çocuğu olan ve davalı anne yanında bulunan torunları ile kişisel ilişki kurulması talebinde bulunmuşlardır. Davalı anne davayı kabul etmiştir. Her ne kadar dava kabul edilmiş ise de kişisel ilişki süresi az olmuştur. Diğer yandan davacıların davalı annenin evine giderek çocuklar ile görüşmelerine şeklinde kişisel ilişki kurulması da doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar dede ve hala ile 2010 doğumlu... arasında kişisel ilişki kurulması istemli açılan davada bölge adliye mahkemesince davacılar ile küçük arasında "Her ayın l. ve 3. haftası cumartesi saat 12:00 ila saat 17:00 arasında anne nezaretinde, olmak üzere kişisel ilişki tesisine," karar verilmiş olup davacılar ile küçük ... 'ın görüşmesi esnasında annenin hazır bulundurulması şeklinde davacı tarafa külfet yükleyecek ve görüşmenin bir başkasının nezareti altında gerçekleşmesini sağlayacak şekilde, aynı zamanda bu hakkın kullanılmasına engel olacak tarzda ve infaza elverişli de olmayan kişisel ilişki düzenlemesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Kişisel ilişki tesisinde aslolan çocuğun yararı olmakla birlikte analık ve babalık duygularının tatmini de önemlidir. Velayetleri babaya bırakılan çocuklar 2000 ve 2006 doğumlu olup tarafların aynı şehirde yaşadıkları gözetildiğinde velayet kendisine bırakılmayan anne ile kurulan kişisel ilişki süreleri yetersizdir. Ayın belirli haftaları ve gece de anne yanında kalacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasına karar verilmelidir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur....

                saat 10.00-17.00 arasında rapor sunarak” şeklinde kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiş, taraflarca kişisel ilişki kurulması istinafa getirilmekle ilgili bölge adliye mahkemesince 11.12.2019 tarihli kararıyla ilk derece mahkemesinin kurduğu kişisel ilişkiye ilişkin bent hükümden çıkartılarak yerine “Müşterek çocuk ile anne arasında; her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü sabah saat 10:00 dan pazar akşamı saat 17:00' ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan üçüncü günü saat 17.00'ye kadar yatılı olacak şekilde” kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından reddedilen kişisel ilişki kurulması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar dede ve babaanne tarafından torunları ile kişisel ilişki kurulması talebi ile açılan dava ilk derece mahkemesince kısmen kabul edilmiş, davacılar ile fiilen anne yanında yaşayan 2013 doğumlu küçüğü arasında her ayın 1. hafta sonu cumartesi 10.00 pazar 17.00 arasında davacılar ile torunları arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı anne tarafından tümüne yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu