"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu Hayrullah ile 2007 doğumlu ... ile anne arasında kurulan kişisel ilişki azdır. Bu durum çocukların üstün menfaati ve kişisel ilişkinin amacına aykırı olduğu gibi annelik duygularını tatmin etmeye de yeterli değildir. Müşterek çocuklarla davalı anne arasında daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekmektedir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Davacı vekili 08.03.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle, öncelikle tarafların ortak çocuklarının velâyetinin babadan alınarak anneye verilmesine, bunun mümkün olmaması halinde çocukla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının velâyet ve iştirak nafakası talebinin reddine, çocukla kişisel ilişki kurulması talebinin kabulü ile anne ve çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, 5100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- Davanın Kabulü ile; davalı anne T3'ın küçükler T1 veHAKAN MEDE üzerindeki velayet hakkının kaldırılmasına, 2- Küçükler T1 ve HAKAN MEDE nin fiilen davacı babane yanında kalmasına, 3- Küçükler ALEYNA, SILA YAREN, BUSE MENEKŞE ve BUĞLEM ile baba arasında her ayın birinci Cumartesi günü saat 10.00'dan, Pazar günü saat 17.00 ye çocuklarla anne evinden alınıp anne evine teslim edilmek üzere babane ile şahsi münasebet kurulmasına, 4- Küçükler T1 ve HAKAN MEDE ile anne arasında her ayın ikinci ve dördüncü cumartesi günü saat 10:00 dan pazar 17:00 ye kadar kişisel ilişki tesisine, 5- Velayet hakkı kendisine tevdi edilen veli, Türk Medeni Kanunu Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi gereğince; velayeti altındaki çocuğa ait mal varlığı varsa, tutulması gereken defteri, kararın kesinleşmesinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize ibraz etmesi, çocuğa ait mal...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk...29.11.2012 doğumlu olup, yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Müşterek çocuğun yaşı gereği uzun süreli olarak anne yanından ayrılmasının gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği ve mahkemece davalı erkeğe kusur olarak yüklenen davranışlar da dikkate alınarak çocuk ile davalı baba arasında daha kısa süreli ve yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, bu yönün gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkiden amaç, analık ve babalık duygularının tatminini sağlamaktır. Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar ile anne arasında düzenlenen kişisel ilişki günlerine ilaveten ayın belirli haftalarında da yatıya kalacak şekilde ve dini bayramlarda kişisel ilişki kurulması gerekirken bu hususun düşünülmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
İlk Derece Mahkemesince annenin davasının kabulü ile tarafların aynı ülke ve fakat farklı şehirde oturmaları, tarafların aynı şehirde oturmaları ve ayrı ülkelerde oturmaları durumlarına göre kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine ve çocuğun kişisel ilişki tesis edilmeyen günlerde baba ile görüntülü görüşmesine karar verilmiş, yol giderlerinin ayrı ülkelerde oturmaları halinde ortak karşılanacağına hükmedilmiştir....
Mahkemece, velayeti davacı-karşı davalı anneye verilen küçük ile davalı-karşı davacı baba arasında anne gözetiminde yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmuştur. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, anne gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Toplanan delillerden; davalı-karşı davacı babanın çocuğa karşı herhangi bir olumsuz davranış içerisine girdiği yönünde somut bir delil ve olgunun da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeden baba ile küçük arasında babalık duygularını tatmin edecek ve bu hakkın rahatça kullanılmasına engel olmayacak ölçüde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, anne nezaretinde kişisel ilişki kurulması doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın bu yönüyle HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiştir....
Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı-davalı anne tarafından açılan kişisel ilişkinin kaldırılması ve davalı-davacının açtığı birleşen velâyetin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince annenin davasının kısmen kabulü ile ortak çocuklar ... ve ... ile davalı-davacı baba arasında yatısız ve refakatçi eşliğinde kişisel ilişki düzenlenmesine ve davalı-davacı babanın velâyetin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı-davalı anne tarafından asıl dava, davalı-davacı baba tarafından ise saatlik ve refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulması yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, kişisel ilişkinin kaldırılmasına davasının reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi hükmü taraflarca temyiz edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " DAVANIN KABULÜ ile, Velayeti davalı annede bulunan küçük Elif Hira Aksoy ile davacı babaanne T2 ve dede T1 arasında; her ayın üçüncü haftasına denk gelen Pazar günü saat 10:00 dan akşam saat 19:00 e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 19:00'ye kadar olacak şekilde davalı anne T4 refakati eşliğinde KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar; refakatli kişisel ilişki kurulması yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....