"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından kişisel ilişki tesisi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların müşterek çocuklarından ...'nin velayeti anneye, ....nın velayeti ise babaya verilmiş; ancak kişisel ilişki dönemlerinde kardeşlerin birbirlerini göremeyecekleri şekilde, anne-baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 7. bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine 7. bent olarak, “velayet hakkı anneye bırakılan müşterek çocuklar ...’nin, her ayın 1. ve 3....
O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK m. 182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti temyiz edene tevdi edilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve kanuna aykırıdır. 5-Mahkemece ortak çocuk 11.05.2015 doğumlu...'in velayeti davacı anneye bırakılmış ortak çocukla baba arasında "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Ayrı şehire ilişkin kişisel ilişki tesisinde küçüğün yaşına uygun olacak şekilde 30 gün boyunca yatılı olarak baba yanında kalmasına hükmedilmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :14.11.2014 NUMARASI :Esas no: 2014/581 Karar no:2014/934 DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki kadın tarafından açılan kişisel ilişkinin düzenlenmesine ilişkin dava ile aynı konuda daha sonra yine kadın tarafından açılan davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından birleştirilen ikinci davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma kararıyla çocuğun velayeti davacı anneye bırakılmış ve babayla çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir. Boşanma kararında yer alan kişisel ilişkiye dair düzenleme de dahil, karar kadın tarafından temyiz edilmiş, temyiz itirazları yerinde görülmeyerek hüküm Yargıtay tarafından onanmış ve bu kararda yer alan kişisel ilişkiye dair hüküm 24.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir....
Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalının kişisel ilişki yönünden karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 21.06.2016 tarih ve 2016/62 esas, 2016/12053 karar sayılı onama ilamının kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kısmen kabulüne, Dairemizin 21.06.2016 tarih ve 2016/62 esas, 2016/12053 karar sayılı onama kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden kaldırılarak, hükmün bu yönden BOZULMASINA, davalının diğer hususlara ilişkin karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 22.06.2017(Prş.)...
CEVAP Davalı baba vekili cevap dilekçesinde; annenin anlaşmalı boşanma kararını çocukla kurulan kişisel ilişki yönünden istinafa götürdüğünü ve akabinde de istinafından feragat ettiğini, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin 10.02.2022 tarihinde kesinleştiğini, kişisel ilişkinin kesinleşmesinden oniki gün sonra da işbu davanın açıldığını, annenin epilepsi hastası olması ve ilaçlar kullanması nedeniyle çocuğu emzirmediğini, çocuğun beslenmesi ve bakımının baba ve onun ailesi tarafından da sağlanabileceğini ve iki haftada bir kurulan kişisel ilişkinin anne ile çocuk arasındaki bağı kesintiye uğratmadığını iddia ederek; davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çocuğun huzurunun kişisel ilişki nedeniyle tehlikeye girdiğinin dosya kapsamındaki uzman raporları ve tanık beyanlarıyla kanıtlanamadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı -karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki "kişisel ilişkinin kaldırılması" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların müşterek çocuğu 11.07.2008 doğumludur. Boşanma kararı ile velayeti babaya bırakılmış ve annenin çocuğu ile kişisel ilişkisi düzenlenmiş, karar 15.04.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan ebeveynin, bu hakkı amacına aykırı kullanması, yasal yükümlülüklerine aykırı davranması veya çocuk ile ciddi biçimde ilgilenmemesi ya da diğer önemli sebepler varsa yahut da kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye giriyorsa, bu hak kendilerinden alınabilir veya kaldırılabilir (TMK.md.324)....
Temyiz Sebepleri Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına yoksulluk ve tedbir nafaka koşullarının oluşmadığını, vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiği ile kişisel ilişki süresinin az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md.9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davacıların oğlu ...'in uzun süredir eğitim amaçlı olarak yurt dışında bulunduğu ve halende bunun devam ettiği ve yurda gelişlerinin de sınırlı zamanlarda oluşu bir bütün olarak değerlendirildiğinde yasanın aradığı olağanüstü halin mevcut olduğunun kabulü gerektiği, davacıların oğlu ...'ın yurt dışında oluşu ve yaz tatilleri dışında yurda gelişinin nadiren oluşu birlikte değerlendirildiğinde, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin, hafta sonlarında yeterli ölçüde yapılamayacağı gerekçesiyle Mahkememiz uzmanının raporundaki tespitler gözetilerek davanın kısmen kabulü ile baba ile çocuk için düzenlenen kişisel ilişki günlerinin dışında, çocuğun baba ile kişisel ilişki kurmadığı zamanlarda çocuğun bulunduğu yerde, her ayın 2. ve 4. Pazar günleri 15.00-18.00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....