Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasaya 5133 Sayılı Yasa ile ekleme yapılan 4/2. maddesinde “22.11.2001 tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabı, 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasaya göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin” aile mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır. Somut olayda; dava, davacının boşanma davası açtığı eşine verdiği önceki tarihli vekaletnameyi davalının kötüye kullanarak çeşitli bankalardan adına krediler çektiği ve aldığı paralarla ortak konutu terk ettiği iddiasıyla , davalı eşinden alacak istemine ilişkindir. Dava , eşler arasındaki vekaletnamenin kötüye kullanılmasından kaynaklanmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalı ...’un “resmi dairelerdeki işleri yürüteceğim ve imar işlemleri ile ilgili gerekli yazışmaları yapacağım” telkini ile mirasbırakan ...’dan vekaletname aldığını, adı geçen vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak murise ait dava konusu ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazları hile ile adına devrini sağladığını, sonrasında ise bir kısım taşınmazı dava dışı kişilere satış suretiyle bedelsiz ve muvazaalı olarak devrettiğini, maddi durumu çok iyi olan mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığını, tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa tespit edilecek bedelin tahsilini istemişlerdir....

      nun vekilliğini üstlendiği ve katılanların talimatıyla davayı takip etmediğini savunması karşısında, ...Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/980 Esas sayılı dava dosyası getirtilip incelendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Suç tarihinin karar başlığında 21/04/2011 yerine 28/05/2004 olarak yazılması, Kısa kararda sanık hakkında TCK'nın 53/1, 2 ve 3. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca hak yoksunluğu ile 53/5. maddesi gereğince avukatlık hak ve yetkisinin kullanılmasından yasaklanmasına karar verilmesine ve sanığın kabul etmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin değerlendirme yapılmasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise farklı ifadeler kullanılıp anılan hususlara yer verilmediği gibi bu kez TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına denilmek suretiyle hükümlerin karıştırılması,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden...

        Sayılı ilamı) Somut olayda, yerel mahkemece dava dilekçesindeki izahat çerçevesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemine bulunulduğu kabul edilmekle birlikte davalının işlem yaptığı tarih itibariyle davacı murisi adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı, davalının taşınmazın haricen davacı murisi tarafından alındığını bilmesine rağmen taşınmazı kendi adına tescil ettirdiği iddiası nazarında tapu iptal ve tescil isteminin dayanağının hile hukuksal sebebine dayandırılması gerektiği takdir edilmiştir. Bununla birlikte vekalet görevinin kötüye kullanılması ve gerekse hile hukuksal nedenine dayalı 3. kişiye karşı miras payları oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmamaktadır. Dava tereke adına açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....

        UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İncelemeye konu uyuşmazlık, davanın reddi kararının eksik incelemeye ve/veya hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı, hükmün fer'ilerinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18/04/2019 tarih, 2016/479 Esas 2019/194 Karar sayılı kararına karşı, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; 05/11/2014 tarihinde tapuda yapılan miras taksim sözleşmesinde vekaletin kötüye kullanılmasından bahisle miras hisse oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....

        -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, vekâletnamenin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulmasının mümkün olduğu; dosya kapsamı itibariylede, davacıların iddialarının kanıtlandığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre davalılar ... ve.... ile davalı ...'in temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 7.596.27.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 23.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Somut olayda; dava konusu aynı taşınmazdan kaynaklı olarak davacı vekilinin mahkememizin 2019/295 Esas sayılı dosyasında davasını tazminat davasına dönüştürdüğü ve bu nedenle HMK madde 125 gereği seçimlik hakkını kullandığı anlaşıldı. Mahkememizin 2019/295 Esas, 2020/270 Karar sayılı dosyasında davacı tarafın davasını geri almasından dolayı HMK madde 123 gereği davanın reddine karar verildiği ve verilen kararın henüz kesinleşmediği anlaşıldı. Karar henüz kesinleşmeden davacının diğer seçimlik hakkını kullanarak ön alımdan kaynaklı tapu iptal tescil davası açtığı anlaşıldı. Mahkememizin bahsi geçen dosyasını iş bu dava dosyası ile HMK madde 125 gereği seçimlik hakkın kullanılmasından ötürü aralarında bağlantı olması sebebiyle ve mahkememizin 2019/295 Esas, 2020/270 Karar sayılı dosyasının derdest olmasından ötürü HMK madde 114/1- i maddesi gereğince" davanın usulden reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Yasanın 38. maddesine dayalı tapu iptal ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 2942 sayılı Yasanın 38. maddesine dayalı tapu iptal ve tescili istemine İlişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 5999 sayılı Yasa hükümleri ile Kamulaştırma Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 38. maddesinin yasal dayanağı kalmadığından idarenin tapu iptali ve tescil davası açma hakkının olmadığı gözetilerek davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            Aile Mahkemesinin 21.12.2012 gün ve 2012/289 Esas, 2012/860 Karar sayılı ilamı ile TMK. nun 166/3 maddesi uyarınca boşanmışlar, taraflarca imzalanmış bulunan 10.04.2012 tarihli boşanma protokolü uyarınca müşterek çocuk Nehir'in velayeti babaya bırakılmış, mahkemece protokolün tasdikine karar verilmiş, boşanma hükmü 30.05.2013 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu velayetin değiştirilmesi davası ise 15.07.2013 tarihinde, boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden bir buçuk ay sonra açılmıştır. Mahkeme, "müşterek çocuğun annesinin yanında kalmasına engel teşkil edecek bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesini olumsuz etkileyecek herhangi durum da tespit edilmemesi dikkate alındığında, müşterek çocuğun psiko-sosyal gelişimi açısından velayetin değiştirilmesini gerektirir koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla TMK.nun 183, 348 ve 349. maddeleri uyarınca velayetin değiştirilmesine" karar vermiştir....

              zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik" şeklinde düzenlendiği, mahkemece temel ceza tatbikinde bu kriterler arasında yer almayan "sanığın kişiliği" olumsuz olarak değerlendirilip, alt sınırdan uzaklaşılarak uygulama yapılmasına karşın, TCK'nin 50/1. maddesi uyarınca suçlunun kişiliğine göre olumlu kanaat hasıl olması durumlarında kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırım veya tedbirlere çevrilebileceği hususuyla çelişki oluşturacak biçimde belirlenen hapis cezasının adli para cezasına gerekçeden de yoksun bir şekilde çevrilmesi, Yüklenen suçu TCK'nin 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında aynı Kanun'un 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına...

                UYAP Entegrasyonu