Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'...

    Bu bakımdan örneğin, avukatın müvekkiline teslim etmesi gereken maddi değeri kendi malvarlığına dahil etmesi durumunda kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişinin bu eylemden etkilendiğini söylemek mümkün olmayacağından burada zimmet suçunun değil güveni kötüye kullanma suçunun gerçekleştiğini söylemek gerekir....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; kararın kaldırılması talebiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı T5; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyasının incelenmesinde; davacıların iki ayrı taleplerinin olduğu, birincisinin TMK 363.maddesine göre açılmış babanın çocuk mallarından sorumluluğundan kaynaklı tazminat talebine ilişkin olduğu, ikincisinin ise; Türk Borçlar Kanunundan kaynaklı genel muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil taleplerinin bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince her iki talep yönünden yatırılan tekbir harç esas alınarak yargılama yapılmıştır. Genel muvazaaya dayalı olarak tapu iptali ve tescili yönünden açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı ile görev hususunun da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

      Ancak; Suçu 5237 sayılı Yasa'nın 53/1-d madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar hakkında 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar sadece bu bentteki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına" karar verilmesi yerine "kamu görevi üstlenmesinden ve bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmalarına" şeklinde hatalı uygulama yapılması ile kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yasaklılık süresinin cezanın yarısı oranında belirlendiği belirtildiği halde hükmolunan cezanın yarısı olan "2 yıl 2 ay 20 gün" yerine "2 yıl 8 ay" süreyle yasaklanmalarına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile katılan kooperatif vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesine göre...

        durumlarını kabul ettikleri ve 10 yıl birlikte yaşadıkları, davalının davacı anneye karşı hınç ve öfke duyguları ile hareket ettiği davalının, çocuğun annesi ile görüşmesini engelleyerek velayetten kaynaklı görev ve sorumluluğu ağır şekilde savsakladığı, babada kalan çocuğun mevcut durumda annesine ve annesinin ailesine karşı yönlendirildiği, müşterek çocuğun anne, ilgi, bakım, şefkat ve yönlendirmesine muhtaç olduğu, davalının annenin gayri ahlaki hayat sürdüğüne dair iddialarını ispatlayamaması, kaldı ki tarafların, dolayısıyla birbirlerine karşı sadakat yükümlülüklerinin bulunmadığı, davacı kadının başka kişiler ile görüşüp evlenmesinin haysiyetsiz yaşam sürdüğüne emare, annelik görevini yapmaya engel olamayacağı ve müşterek çocuğun kendi ile ilgili kararları alabilecek gelişimsel olgunlukta olmadığı gözetilerek çocuğun üstün yararı gereği velayetin davacı anneye verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, yerel mahkemece tüm delillerin değerlendirildiği...

        Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...... Tutan’ın 373 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki payının davalı vekil amcası ... tarafından diğer davalılara satış suretiyle temlik edildiğini, davalı ...’ın mirasbırakanın babası, davalı ...’in ise mirasbırakanın kardeşi olup mirasbırakanın satıştan haberi olmaksızın öldüğünü, uzun zaman sonra davalı vekilin, taşınmazı sattığını ve satış bedelini ödeyeceğini söylediği halde herhangi bir bedel ödemediğini, ikinci el davalı ...’ın da iyiniyetli olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı taktirde ıslahla birlikte 357.148,21 TL’nin tahsilini istemişlerdir....

          Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

          Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 18 parsel sayılı taşınmazdaki 18 nolu bağımsız bölümü, davalı ...'in birlikte iş kurmaya ikna ederek aldığı vekaletnameyi kötüye kullanarak anılan taşınmazı iş ortağı davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiğini, onun da davalı ...'a devrettiğini, davalıların birbirlerini tanıyan kişiler olup, iyi niyetli olmadıklarını, kandırıldığını, bedel de ödenmediğini ileri sürerek, tapunun iptal ve tescilini, 31.06.2006 tarihli dilekçesi ile de iptal tescil isteği kabul edilmediği takdirde rayiç değerin tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin davalı ...'e yönelik olarak kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "vekalet görevinin kötüye kullanıldığının benimsenmiş olması doğrudur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; - KARAR - Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, kayden paydaş olduğu çekişme konusu 232 ve 229 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili miras paylaşımında kullanılmak üzere dava dışı ...'yı 19/10/1979 tarihli vekaletname ile vekil tayin eylediğini, bilgi ve rızası olmaksızın 2007 tarihinde tapuda satış gösterilmek suretiyle dava konusu taşınmazların davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu