Davacı babanın velayetin değiştirilmesi esnasında müşterek çocuk için tedbir ve iştirak nafakası talebinin bulunmadığı bu nedenle de mahkememizce iştirak nafakası hususunda bir karar verilmediği anlaşılmıştır. TMK'nun 182 maddesinde velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılacağı düzenlenmiştir. Söz konusu yasal düzenleme kapsamında tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, küçük Muhammed Emin Doğan'ın velayetinin davacı babaya bırakıldığı, davalının annesi olarak küçüğün bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma yükümlülüğünün olduğu, davalının da çocuğu için aylık 500,00.-TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği duruşmadaki beyanlardan anlaşılmakla davacının dava açmakta haklı olduğu kanaatine varılmıştır....
Dosyadaki belgelere, hali hazırdaki duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, idrak çağındaki çocukların dinlenmesi sonucu oluşturulan SİR raporunda velayetin anneden alınarak davacı babaya verilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin velayetin değişimi ile ilgili olarak verdiği kararında, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, müşterek çocukların yaşı itibari ile idrak çağında olup,anne yanında kalmak istediğini beyan ettiği, bilirkişi raporunda velayetin anne yanında kalmasının uygun olduğunun değerlendirildiği, raporun usul ve yasaya uygun olduğu, yeniden rapor alınmasını yahut rapora itibar edilmemesini gerektiren bir husus bulunmadığı, velayet düzenlemesinde aslolanın, çocukların üstün yararı olup, buna göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın velayetin değişimine ilişkin olarak yaptığı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi...
amcasının kendisine vurduğunu söylediğini, temizlik ve bakımının olması gerektiği gibi yapılmadığını, müvekkilinin yeni eşi ile de boşanma davası sürecinde olduğunu, velayetin müvekkiline verilmesine,çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini, adli yardım taleplerinin kabulünü"istemiştir....
Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" davası ile buna karşı açılan "yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılmasına" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm , davacı-karşı davalı tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, nafakaların artırılması davası bakımından karar düzeltme yolu miktar itibariyle kesin olup, velayetin...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Genişletilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından velâyetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesine rağmen lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç). Davalının temyiz talebi; davacının açtığı velayetin değiştirilmesi davasının reddi nedeniyle lehine vekalet ücreti hükmedilmemesine ilişkin olduğundan temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin anneden alınarak babaya verilmesi isteğine ilişkindir. Bu davalarda, davanın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle davalının "kabul" beyanı tek başına sonuç doğurmaz. Hakimin re'sen araştırma ve delil toplama yetkisi vardır. Velayetin değiştirilmesini gerektiren sebeplerin bulunup bulunmadığının araştırılması, bu konuda taraflarca gösterilmesi halinde delillerin toplanması, gerektiğinde aile mahkemesi bünyesindeki uzman ya da uzmanlara inceleme yaptırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi, bu yapılırken de çocuğun üstün yararının esas alınması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşma gereği müşterek çocuğun velayeti davalı babaya bırakılmıştır. Karar, 06.07.2012 tarihinde kesinleşmiş bu dava ise 18.12.2012 tarihinde açılmıştır. Küçük ... 02.12.2008 doğumlu olup babasıyla birlikte yaşamaktadır. Velayetin babadan alınmasını gerektiren bir durumun varlığı kanıtlanamadığı gibi, velayetin değiştirilmesinin, çocuğun menfaatini gerekli kıldığına ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. O halde, isteğin reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece tarafların Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine karar verilmiştir. Davalı erkek temyiz dilekçesinde velayet konusunda tarafların yeni bir anlaşmaya vararak velayetin kendisine verilmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını açıklamış, davacı kadın ise temyize cevabında velayetin babaya verilmesini kabul ettiğini bildirmiştir. Bu suretle tarafların ortak çocuğun velayeti hususunda yeni bir düzenleme ile anlaşmalı boşanma koşullarında değişiklik yaptıkları anlaşılmış, mahkemece taraflar bizzat duruşmaya çağırılarak beyanları alınmak ve sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi - İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece velayetin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesine karar verilmiş, iştirak nafakası talebi ise reddedilmiştir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Davalı annenin... İl Milli Eğitim Müdürlüğünde memur olarak çalıştığı, düzenli bir gelirinin bulunduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....