Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulü ile çocuğun annede olan velayetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasının kaldırılmasına, karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı karşı davacı kadın tarafından asıl davanın kabulü ve karşı davada iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Tarafların müşterek küçük çocuğunun yaşı, uzmandaki beyanı, uzman raporu, tanık beyanları dikkate alındığında küçüğün velayetinin değiştirilerek babaya verilmesi, usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu gibi küçüğün de menfaatinedir. Velayet babaya verilmekle anne ile kurulan kişisel ilişki de içtihatlara, çocuğun yaşına ve menfaatine uygundur....

Birden fazla çocuğun velayet düzenlemesinin yapılıp, velayetin farklı veliye bırakıldığı durumlarda; velayet kendisine verilmeyen eşle kurulan kişisel ilişkide; kişisel ilişki dönemlerinde çocukların bir arada olabileceği şekilde düzenleme yapılması; çocukların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Mahkemece çocukların velayeti farklı veliye verilmekle birlikte; kişisel ilişki düzenlemesinde bu gereklilik gözetilmeden düzenleme yapılması hatalı olmuştur. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına (HUMK. md. 438/7) karar vermek gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere ve özellikle hısımlarına da tanınabilir (TMK m. 325/1). Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK m.182/2). Baba öldüğüne göre, büyükbaba ve babaanne torunları ile kişisel ilişki kurulmasını istemekte haklıdırlar. Kişisel ilişki tesis edildiğinde çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve davacıların bu hakkı amacına aykırı kullanacaklarına dair dosyada delil de yoktur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet, şahsi ilişki, nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle *Türk Medeni Kanununun 337. maddesinde "ana va baba evli değilse velayetin anaya ait olduğu" belirtilmesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile müşterek çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki kurulmaması isabetsizdir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı ile küçük arasında soybağının kaldırıldığını, ancak soybağına dayalı velayet ve kişisel ilişki kurulabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Üçüncü kişilerle kişisel ilişki Türk Medeni Kanununun 325. maddesinde düzenlenmiş, anılan maddede olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı olan diğer kişilere özellikle hısımlarına da tanınabileceği belirtilmiştir. Bu maddeden anlaşılacağı üzere kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı olan üçüncü kişiler sadece hısımlardan ibaret olmadığı gibi kişisel ilişki kurulmasını istemek için soybağının kurulması şartı da bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre hısımlar dışında kalan diğer kişiler de koşulları varsa çocuk ile kişisel ilişki kurabilirler....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı bir şekilde karar verildiğini, çocukların velayetlerini verdiğini kabul ettiğini, ancak mahkemece şahsi ilişki yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davanın konusu, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile müşterek çocukların davalı annede olan velayetinin değiştirilerek davacı babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tedbiren velayetin tevdii, kişisel ilişki ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

            Aile Mahkemesinin 2020/451 Esas, 2020/487 Karar sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuk 01.01.2017 doğumlu Kezban Sude için ortak velayet düzenlemesi yapıldığını, çocuk için anne ile kişisel ilişki günü belirlendiğini, aradan geçen süreçte tarafların yeniden protokol düzenlediklerini, annenin çocukla daha fazla kişisel ilişki kurması konusunda anlaştıklarını, baba ile de kişisel ilişki kurulması noktasında mutabık kaldıklarını belirterek dilekçeye ekli anlaşmalı protokole göre karar verilmesini talep etmiştir....

            Davalı küçük İremsu ile görüşemediğini bu hususta karar verilmesini talep etmiş ise de ;bu konuda açılmış bir dava bulunmadığı, eldeki davanın niteliği dikkate alındığında davalının çocukla kişisel ilişki kurulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ,bu hususta dava açmakta muhtariyetine karar vermek gerekmiştir. Gösterilen nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkeme kararının düzeltilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

            Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

            UYAP Entegrasyonu