DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması- Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddi yönünden, davalı-davacı tarafından ise velayetin kaldırılması davasının reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 29.03.2016 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. Nezaket Altun geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacının velayet talebinin reddine, kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebinin kabulüne karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde;kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir GEREKÇE : Dava, velayetin düzenlenmesi (davacıya verilmesi), aksi halde çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir Mahkemece, davacının velayet talebinin reddine, davacı ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
, yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmaması, buna karşılık küçük ile anneanne arasında her ayın iki hafta sonunda kişisel ilişki kurulması da hem torun ile 3.kişiler arasında kurulacak kişisel ilişkinin anne ve babaya tanınacak genişlikte olmaması gerektiği hem de babanın velayet görevini engelleyecek nitelikte olduğundan, yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir....
Dava, velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) Kişisel ilişkiyi düzenleyen TMK'nun 323. maddesine göre, "Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." hükmü düzenlenmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır....
Tüm dosya kapsamı ile; 1- )Davacı-davalı vekilinin kendilerinin velayet değiştirilmesi davasına yönelik istinaf başvuruss yönünden; İlk Derece Mahkemesince ilk karar ile davacı-davalı erkeğin açtığı velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı-davalı yanın yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.İstinaf başvurusunun bu yönü ile esastan reddine ilişkin karar 6100 sayılı HMK 382/2- a-13 bendi delaleti ile 362/1- ç md.gereğince kesin niteliktedir.Kesinleşen hususlara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulamayacağından davacı-davalı yanın velayetin değiştirilmesi davası ile ilgili verilen karara yönelik istinaf başvurusunun aynı yasanın 352/1- b-ç md.gereğince usulden reddi gerekmiştir. 2- )Tarafların kişisel ilişki ile ilgili karşı davada verilen karara yönelik istinaf başvurularında; Çocuk ile ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana...
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, yarı yıl tatilinde kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması-Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2012 (Çrş.)...
Velayet düzenlemesinde olduğu gibi kişisel ilişki tesisinde de asıl olan çocuğun yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. TMK 324. Maddesine göre kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer ise kişisel ilişki kurulma talebi reddedilebilir....
Davacı-karşı davalının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Dava dilekçesinde şahsi ilişki kurulan "her yıl 1 Temmuz saat 10:00 ile 31 Temmuz saat 17:00 arası" dönemin kesintisiz bir şekilde uygulanması yerine, "her yıl Temmuz ayının 1. Haftası, 3. Haftası ve Ağustos ayının 1. Haftası, 3. Haftası" olarak değiştirilmesini talep etmektedir. Cevap dilekçesinde ise velayeti kendisine bırakılan davalı anne, davacı baba ile şahsi ilişki kurulan dönemlerde bir sorun yaşanmadığını, davacının her istediğinde müşterek çocuğu görebildiği ileri sürülmüştür. Bilindiği üzere velayetin kendisine bırakılmadığı taraf ile çocuk arası şahsi ilişki kurulan sürelerde tarafların tercihi dikkate alınabilir. Özellikle kesintisiz şahsi ilişki kurulan dönemde çocuğun kişisel gelişimi açısından ebeveynleri ile daha fazla vakit geçirme imkanı sağlanması sebebiyle istisnai durumlar haricinde çocuğun yararı vardır. Yine kesintisiz şahsi ilişki kurulan dönemde, velayet kendisine bırakılan taraf için bağımsız ve bireysel vakit geçirme imkanı ortaya çıkar....