Keçiborlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nce (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) ise, velayetin düzenlenmesine ilişkin davaların basit yargılama usulüne tabi olup, çekişmesiz yargı işi olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 385. maddesi gereğince çekişmesiz yargı işlerinde talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, ayrıca bu tür davalarda yetkinin kamu düzenine ilişkin olup, kesin olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Velayetin düzenlenmesi ile ilgili davada kesin yetki kuralı bulunmayıp ancak davalılar tarafından bu hususun ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde yetki hususu dikkate alınır....
Aile Mahkemesince, davalı vekilinin 02/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunduğu, velayetin değiştirilmesine dair davalarda usul hükümlerine özel yetki kuralı getirilmediğinden genel yetki kuralları gereğince davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. ...10. Aile Mahkemelerince ise, davacının adresinin ''.....'' olduğu, davacının velayetin değiştirilmesine ilişkin davasında çekişmesiz yargıya ilişkin genel yetki kuralına uygun olarak talepte bulunan kişinin oturduğu yer mahkemesinde dava açıldığı gerekçesiyle yetkisizliğine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi - Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının reddi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise velayetin değiştirilmesi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Velayetin değiştirilmesine ilişkin dava, çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 362/2-b-13). Bölge Adliye Mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz (HMK m. 362/1-ç)....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
Yargılama sırasında alınan her iki bilirkişi raporu incelendiğinde velayetin davacı yada davalı tarafa verilmesinde bir engel bulunmamaktadır. Ancak davalının çocuk ile davacı arasındaki kişisel ilişkiye engel olmak sureti ile çocuk ile anne arasındaki iletişimi kopardığı her iki bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Kişisel ilişkinin zedelenmesi velayetin değiştirilmesi nedenidir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2004/14530 esas, 2005/69 karar sayılı ilamı) Hal böyle olunca çocuğun; doğumundan velayetin babaya verildiği 2013 tarihine kadar birlikte yaşadığı, bakım ve gözetimini yaptığı, ve kendisine karşı kötü davranışı olmayan gerçek annesi olan davacıyla iletişiminin koparılması onun yüksek yararına aykırıdır. Çocuğun yaşı da dikkate alındığından, ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve deliller bulunmamaktadır....
babadan kaldırılması şartlarının oluşmadığı, toplanan delillerin velayetin değiştirilmesine yol açacağı” gerekçesiyle mahkemenin ikinci kararı da bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, “1999 doğumlu Ayşenur hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, diğer çocuklar yönünden açılan davanın ise Yargıtay bozma ilamında toplanan delillerin velayetin değiştirilmesine yeterli olmadığının belirtildiği” gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir....
İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta mahkemece ayrı harç alınması da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava konusu hâline getirmeyecektir. Önemle belirtilmelidir ki, kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferîsi niteliğindeki iştirak nafakası talebinin bağımsız bir dava olduğunu kabul etmek usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği gibi, iştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunu beklemek çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracak, küçüğün hakkına geç kavuşması ise kamu vicdanının yaralanmasına sebebiyet verecektir....
Dava; velayet (velayetin kaldırılması) istemine ilişkindir....
Davacı değiştirme isteğini;davalı babanın çocuğun velayeti kendisinde olmasına rağmen,çocuğun bu dönemde fiilen hafta içi çalışma günlerinde kendisine bırakılmak ve sadece hafta sonlarında davalı babası tarafından alınmak suretiylee velayet görevinin davalı tarafından eylemli olarak yerine getirilmemiş olmasına;velayetin düzenlenmesinde,çocuğun yaşının küçüklüğü ve yetişme çağında olması nedeniyle,annelik kimliğinin gelişimi için,velayetin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olacağı iddiasına dayandırmıştır. TMK.nun 183,349,351/1.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde;koşulların değişmesi ve çocuğun menfaatinin gerektirmesi halinde,velayet sahibinin değiştirilmesi mümkündür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2018/966 ESAS 2020/453 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....