Bu nitelikleri gereği, davacı bakımından iddianın, davalı bakımından da savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi kapsamında olmayıp, boşanma davasında tahkikat sona erinceye kadar, herhangi bir harca tabi olmaksızın yazılı veya sözlü olarak ileri sürülebilir. Sonradan ileri sürülmüş olması durumunda yeter ki, diğer tarafın savunma hakkı kısıtlanmamış olsun. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bu talepleri, iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi kapsamına dahil eden bir düzenleme getirmemiştir. Yasada yer alan diğer hükümlerden de böyle bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Karara bağlanması, boşanma kararı verilmiş olmasına, sebebine ve tarafların boşanmadaki kusur durumlarına bağlı olan ve bu özellikleri gereği de boşanmanın eki niteliğinde olan bu taleplerin, boşanma davası içinde çözümlenmesi, bu hususta ayrı bir dava açılmasına ve gider yapılmasına sebebiyet verilmemesi, usul ekonomisinin (Anayasa m. 141/4 ve HMK. m. 30) de bir gereğidir....
Davacı-davalı ve müşterek çocuk ile görüşülmek sureti ile düzenlenen 27/10/2020 tarihli sosyal inceleme raporunda; çocuğun annesi ile birlikte yaşamak istediğini beyan ettiği, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, müşterek çocuk Nehir T4'ın velayetinin davacı-davalı annede kalması halinde müşterek çocuğun kişilik gelişiminde olumsuz bir durumun ortaya çıkacağına, annenin çocuğun bakım ve gelişimi ile ilgilenmekte yetersiz kaldığına ilişkin somut bir delil bulunmadığı, velayetin annede kalmasının çocuğun yüksek menfaatine olacağı, velayetin değiştirilmesinin şartlarının oluşmadığı ve bu hususun davalı-davacı tarafından ispat edilemediği, bu nedenle velayetin değiştirilmesi talepli birleşen davanın reddi kararının yerinde olduğu görülmekle davalı-davacı vekilinin bu yönden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların değişen şartlara göre her zaman değiştirilmesi mümkündür....
Velayetin değiştirilmesi davası açan annenin, davanın devamı süresince çocuğa eylemli olarak bakmış olması da bu kapsamdadır. Bunun sonucu olarak, annenin açtığı dava sonucu velayetin değiştirilmesi kararıyla birlikte hükmedilen iştirak nafakasının başlangıcının da, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşmesi tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Temyiz edilen hükümde, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi yerine dava tarihi olarak gösterilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmişse de; bu hatanın da giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; hükmün bu kısmının da düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....
GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi (TMK m. 349) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Taraflar 26.05.2010 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla boşanmışlar, velayet davalı anneye verilmiş, davacı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Davalı annenin çocuğa karşı velayet görevini savsakladığına, gereken ilgiyi göstermediğine ve davacı babanın müşterek çocukla kişisel ilişkisini engellediğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule yeterlilikte değildir. Velayet sahibi annenin yeniden evlenmesi,ve eşinin sabıka kaydının bulunması tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Taraflar ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 09.09.2011 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşma uyarınca velayet davacı babaya verilmiş, davalı anne ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Davalı babanın çocuğa karşı velayet görevini savsakladığına, gereken ilgiyi göstermediğine ve davacı annenin müşterek çocukla kişisel ilişkisini engellediğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule yeterlilikte değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması - Kişisel İlişkinin Kaldırılması Veya Azaltılması ile Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası miktarı yönünden; davalı-davacı baba tarafından ise karşı davanın reddi, kişisel ilişkinin azaltılması ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ....'nin velayeti boşanma kararı ile birlikte anneye bırakılmıştır....
yıl anneler gününde saat 10:00 da teslim almak 17:00 da teslim etmek üzere, anne ile müşterek çocuk arasında şahsi ilişki kurulmasına, " dair karar verilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince, talebin annenin velayet hakkını kötüye kullanması nedeniyle velayetin değiştirilmesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise; talebin kayım atanmasına yönelik olduğu, velayetin değiştirilmesi için açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır( TMK 409. m.). Somut olayda, vesayeti istenilen çocuk, halihazırda annesinin velayeti altında bulunduğundan, öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar(TMK.348.m.), Aile Mahkemesinin görevine girmektedir....
un beyanı hep birlikte göz önüne alındığında ortak çocukların velâyetinin davalı babalarında kalmasının çocukların menfaatine olacağı, kişisel ilişki kararında da herhangi bir değişiklik yapılmamasının yine çocukların lehine olacağı, velâyetin değiştirilmesi ya da kişisel ilişkinin genişletilmesi şartlarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davacının velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin genişletilmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uzman raporunda ortak çocuklar ... ve ...'...