Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin celp edilen 2020/937 Esas, 2021/228 Karar sayılı kararı ile küçükler T4 ile T5 reşit oluncaya kadar kısıtlanmasına ve kendilerine davalı Hatice Oğuz'un vasi olarak atanmasına karar verildiği, verilen kararın 16/03/2021 tarihinde kesinleştiği, davacının velayetin değiştirilmesi davasını küçüklerin vesayet altına alınmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra 18.03.2021 tarihinde açtığı anlaşılmakla; dava tarihinde küçüklerin vesayet altında olması ve davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı..."gerekçesi ile; "Davacının müşterek çocukların velayetlerinin değiştirilmesi davasını açtığı tarihte müşterek çocuklar üzerindeki velayetin kaldırılarak çocukların vesayet altına alınmış olduğu anlaşılmakla, davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine,"karar verilmiştir....

Velayet kendisine verilen annenin, çocuğun giderlerine yapacağı katkı, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın ekonomik ve sosyal durumu nazara alındığında aylık 800,00 TL iştirak nafakasının makul olduğu değerlendirilmiş ve çocuğun dava tarihinden beri annenin yanında olduğu gözetilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir. Çocuğun yaşı, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasını gerektirir bir durumun bulunmaması, davalı babanın babalık duygularının tatmini ile çocuğun aile bağlarının devamında üstün menfaatinin bulunması nazara alınarak, çocukla baba arasında şahsi ilişki tesisine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

yerine getirmediği anlaşıldığından, velayetin babaya verilmesinin doğru olduğu, velayeti babaya verilmesi gerektiğinden iştirak nafakasının da kaldırılmasının da doğru ve yerinde olduğu, iştirak nafakasının kaldırılma talebinin, velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olduğundan, iştirak nafakasının kaldırılması yönünden davacı lehine ayrıca vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı- karşı davalı erkek tarafından süresi içerisinde ''ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi,iştirak nafakasının miktarı , tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası'' yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla "erkeğin davasının kabulü, velayet ile şahsi ilişki düzenlemeleri, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminat miktarları " yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden boşanma, velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası, çeyiz eşyalarının iadesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilerek kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438-7)....

      Velayet açısından: Ayrı yaşanılan dönemde çocuğun anneyle yaşaması, SİR raporlarında velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak velayetin anneye verilmesinin doğru olduğu anlaşıldığından davacı-davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kişisel ilişki süresi açısından: Yerel mahkemece yaz döneminde kişisel ilişki kurulamamasının hatalı olduğu, bu nedenlerle verilen kişisel ilişkiye ek olarak her yıl 1 temmuz saat 09:00'dan 20 temmuz saat 17:00'ye kadar baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmuş olup, davacı-davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Çocuk için tedbir- iştirak nafakası verilmesi açısından: Çocuk lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı erkek tarafından tedbir/iştirak nafakası miktarı yönünden, davalı kadın tarafından kusur tespiti, davanın kabulü, kişisel ilişki, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur. DAİREMİZİN KARARI: Dairemizce, davalının iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf taleplerinin kabulü ile, müşterek çocuk Yiğit için kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 500 TL, Öykü için aylık 400 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi ve İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davalı babadan alınarak davacı anneye verilen müşterek çocuğun dava tarihinden itibaren ve halen baba yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, çocuk için velayete ilişkin hükmün kesinleşmesinden ve çocuğun anneye tesliminden itibaren iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeden çocuk için dava tarihinden itibaren anne yararına iştirak nafakası hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu