Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *müşterek çocuk ...’ın velayetinin değiştirilmesine yönelik bir dava bulunmadığı gibi re’sen velayetin kaldırılması, velayetin değiştirilmesi nedeni bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2009 (Pzt.)...

    GEREKÇE; Dava; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasına ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Tarafların İzmir 1. Aile Mahkemesinin 2017/150 Esas 2017/159 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları; müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, çocuk için 350,00 TL iştirak nafakası verildiği, verilen kararın 20/03/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Davacının iddiası, sosyal inceleme raporu, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde mahkemenin çocuğun velayetinin davacıya vermesinde bir usulsüzlük yoktur....

    Velayet açısından: Ayrılık döneminde çocuğun anneyle yaşaması, SİR raporunda velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetin anneye verilmesi doğru olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kişisel ilişki süresi açısından: Çocuğun okula başlamasıyla ilgili terditli kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, ayrıca her ayın 1 ve 3. Hafta sonları yatısız olacak şekilde sadece cumartesi günleri kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, yatılı olacak şekilde kurulması ve temmuz ayında da 15 gün süre ile kurulması gerektiği anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....

    Aile Mahkemesinin 2014/961 esas sayılı dosyasında baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişki eldeki davada kurulan kişisel ilişki düzenlemesinden daha geniş nitelikte olup, baba ile ortak çocuk arasında babalık duygularını tatmin bakımından dosya kapsamına uygundur. ../.... Toplanan delillere göre, eldeki davada baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini gerektiren bir husus kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, davacı annenin ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

      Öyle ise olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m. 183, 349) yerine Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7). 3-Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Davalı baba ile velayetleri anneye bırakılan ortak çocuklar arasında mahkemece kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmin edecek yeterlilikten uzaktır....

        biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak ve Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, yoksulluk nafakası davasının kabulu nedeniyle davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesinin yanı sıra iştirak ve yoksulluk nafakalarının da kaldırılması talebinde bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davacı erkeğin kadın lehine verilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi velayetin değiştirilmesi talebinin eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir....

          Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda: "davacının velayetin değiştirilmesi isteğine ilişkin davasının reddine, müşterek çocuk ile baba arasında İstanbul Anadolu 16....

          ilişki kurulmasına, Davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin kabulü ile dava tarihi itibari ile Kayseri 3.Aile Mahkemesinin 2008/243- 2009/112 E/K sayılı kararı ile müşterek çocuk yararına hükmedilen aylık 75,00 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, davacının müşterek çocuk yararına iştirak nafakası talebinin reddine, davacının fazla ödediğini iddia ettiği iştirak nafakasının istirdatı talebinin reddine, Davacının yoksulluk nafakasının istirdatı talebinin kabulü ile 1.689,76 alacaktan taleple bağlı kalınarak 100,00 TL' nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir....

          Müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu görüldüğünden davalı kadının iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davasında velayeti ebeveynlerinden birine verilen çocuğun ana ve/veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve/veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir....

          UYAP Entegrasyonu